3 Temmuz 2012 Salı

Yeniköy Kasabı

Harbiden benziyor de mi sizin mahallede ki kasaba! Ama bu adamın o kasaptan biraz fazlası var. Avrupa, Dünya ve Şampiyonlar Ligi kupası...


Beşiktaş'a geldiğinde çok büyük hocaydı ama giderken daha büyük olduğunu aldığı tazminatla gördük. Biz onu hep ''Yeniköy Kasabı'' olarak bildik öyle anmaya da devam ediyoruz. Daha  bir kaç gün önce İspanya'nın başında tarih yazan adama büyük hoca diyeniniz kaç kişi? Bahanelerimiz hazır onu övmemek için. Bir kaç tane sayalım hep beraber: ''Takım çok iyi ben olsam bende şampiyon yaparım'', ''Kötü ve sıkıcı futbol oynatıyor, bu takımla daha güzel oynanır'', ''İniesta, Xavi olmasa gruptan bile çıkamazdı''...  Bunların devamını satırlarca yazabilirim ama bunlar şimdilik yeterli.


Peki büyük hoca Del Bosque değilse kim? Hemen aklınıza ilk gelenler: Mourinho, Guardiola, Alex Ferguson vs. Mourinho, Real Madrid'le iki sezondur şampiyonlar ligini kazanamazken bizim kasap Cibeles meydanına iki kez Avrupa'nın en büyük kupasını getirdi desem ikna olmazsınız. Guardiola bu İspanya kadrosunun üstüne Messi, Dani Alves gibi isimlerle kupaları kaldırırken onun elinde bunlar vardı da demezsiniz ama!


Vicente Del Bosque gözünüzde sıradan bir teknik adam değil belki ama bir önceki paragrafta saydığım hocalardan büyük değil hatta onların seviyesinde bile değil. Bunun nedenleri bana göre şunlar. Adam Beşiktaş'a geldi ve ardından çok başarılı bir dönem geçiremedi. Gerçi geçirmek için ne fırsat verildi ne de zaman. Geçirmesi için ona verilen fırsat aldığı milyonlarca euro tazminat oldu. Eh adam hakkını aldı diye ülkece düşman olduk. Hani biz alışkınız ya giderken parasını almayan teknik adam ve futbolculara. Bizim kasap bizden biri olduğunu o zamanda gösterip Beşiktaş'a 2-3 milyonluk alacağını ödemesini yoksa avukatlarının bunu hukuki yollarla alacağını ve zararın daha büyük olacağını söylemişti. Bizim akıllı yöneticiler ne olacak canım söyler söyler gider mantığında olunca Beşiktaş ipe ipe ödedi o parayı. Ha bundan sonra akıllandılar mı peki derseniz Beşiktaş'ın şimdiki haline bakın yeter derim...


Güzel adam bu Del Bosque aslında. Kariyeri boyunca şansı da ona yardım etti ancak hiç bir zaman basına çıkıp sivri demeçler vermedi, sağa sola saldırmadı. Kaybederken hakemlere sallamadı, kazanırken de başkalarını rencide edecek sevinç naraları atmadı. Finalden sonra biz babayız, yenilmeziz, alayına gideriz tarzı açıklamalarını gördünüz mü? Hayır... 


Bizim kasap bundan sonrada kupalar kazanmaya devam edecektir ancak hiç bir zaman dünyanın en büyük hocası ile anılmayacak. Çünkü bunlar için biraz Mourinho gibi cazgır, biraz Sir Alex gibi sivri dilli olmak lazım. 

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bloğunuz bizim için çok yararlı bilgiler içeriyor.Paylaşımlarınızı için ekibimiz Prefabik satışı ile sürekli takip ediyoruz. Çalışmalarınızda başarılar dileriz.