Dünya'dan Futbol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dünya'dan Futbol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Şubat 2013 Cuma

Wenger'le Ekonomi Dersleri

Arsenal ''Yenilmezler'' kadrosunun dağılmasından bu yana şampiyonluk bir tarafa dursun ilk 4 için mücadele eden bir takım haline geldi... 

Bu dönemde yeni stada geçiş süreci falan derken para harcamaktan kaçınan(!) birçok yıldızını maaşı çok yüksek bulunduğu ya da oyuncular kupa kazanmak istediği için kaybeden Arsenal bu dönemde hep ekonomik olarak iyi durumda olması ve genç oyuncuları kullanması sebebiyle övüldü durdu. Wenger'e karşı kendi adıma sevgim saygım sonsuz ancak sözde ezeli rakip Tottenham bile yanımıza gelmişken durum artık çok vahim!..

Arsenal Para Harcamıyor!
Gunners'ın sürekli büyük transferler yapmadığı, paraları bankaya yığdığı konuşulur durur. Şöyle bir bakışta öyle görünüyor ama iş tam da öyle değil aslında.. Wenger son yıllarda transfere  para harcıyor ama hepsini toplayıp bir tane tam adam yerine yarım yamalak oyuncular için saçma sapan paralar akıtıyor. 

Arsenal hakkında en iyi bilgilere ulaşabileceğiniz M.I.L.F Blog şöyle bir grafik yayınlamış:

Grafikteki 12 oyuncunun bu sezon Arsenal'e katkısı neredeyse 0(sıfır!).. Para harcamıyor denen Wenger bu adamlar için 42 milyon pound bonservis harcamış ve bu isimlere yıllık 34 milyon pound maaş veriyor. Yaa abi Bendtner kiralık, Denilson yok falan diyebilirsiniz. Tamam o zaman 25 diyelim.. Arsenal adına hiç bir şey yapmayan bu bir kamyon adam için Cavani'yi alacak kadar bedel ödeniyor.. Ya Wenger para harcamıyor diyecek miyiz hala bilmiyorum ama bu sezon ManU'da  harikalar yaratan Robin Van Persie'nin maaşı fazla bulunduğu için gittiğini de hatırlatırım. Olur mu adam kupa kazanmak istiyordu diyeceksiniz ama o işin iç yüzü hiçte öyle değildi... Verilseydi -hak ettiği- maaş rahatlıkla takımda tutulabilirdi. 

Arsene ve Gazidis tayfası Arsenal'i artık kar amaçlı şirke gibi kullanmaya başladı ve bu artık fazlasıyla can sıkıcı bir durum. Sezon sonunda Wenger'in adı Real Madrid ve PSG için geçiyor.. Ayrılacağını sanmam ama bu kafayla devam edecekse ayrılsın artık :( Platini'nin Finansal Fair Play'ini güvenmek fazlasıyla aptallık ve eninde sonunda her şeyin bir kalıba sokulacağını çok iyi biliyoruz. Ayrıca paramız yok değil abi sana borca gir demiyoruz, Premier  Lig'in en pahalı biletini satıyorsan o seyircinin önüne adam gibi oyuncular koy diyoruz! Devre arasında ''artık para harcama zamanı geldi'' açıklamasına İngiliz basınının tepkisi aynen şu olmuştu: ''Çocuk mu kandırıyorsun Wenger?''... Pekii sonuç: Sol beke alınan Monreal!..

Yavaş yavaş ''sıkıcı sıkıcı Arsenal'' günlerine döneceğimizden artık iyice korkmaya başladım. Artık bir şeyleri değiştir Wenger Dayı, lütfen artık bir şeyler yap.. İnan bana artık ''Bu yıl ilk 4'e girer miyiz?'' diye düşünmekten sıkıldım...

29 Ocak 2013 Salı

Avrupa Liglerinin Karşılaştırması



Fotoğrafın üzerine tıklayarak daha yakından bakabilirsiniz!
Avrupa liglerinin gol ortalaması, evde kazanma, deplasmanda kazanma vb. istatistikler mevcut. Ligleri karşılaştırmak için bir şeyler anlatabilecek bir tablo...

17 Aralık 2012 Pazartesi

Hakem Sadece Kartını Kullanmaz!


Geçen yıl Hollanda'nın en iyi hakemi seçilerek adını duyurmuştu Serdar Gözübüyük! Geçen haftaki Groningen-VVV Venlo maçında kendisine itiraz eden teknik direktöre öyle bir tepki veriyor ki bunun karşısında kimsenin söyleyecek sözü olmaz sanırım! 

ipucu: ''respect'' = ''saygı''

10 Aralık 2012 Pazartesi

Messi vs Müller

Messi bu kadar gol atmasa Gerd Müller'in rekorundan haberimiz dahi olmazdı. En azından bir çoğumuz bunu bilmeyecekti bile. Futbol tarihinin belki de görüp görebileceği en büyük yetenek Messi dile kolay 1 yıl içerisinde tam 86 gole imzasını koyarken onu hayranlıkla izledik ve artık gol atmadığında burun kıvırır olduk. Bu rekor bence Messi'yi değil Müller'i büyüttü gözümüzde. Zira yeni kuşağın onu ismi ve lakabı (Bombacı) dışında pek tanıdığı yoktu. Şimdi ''Vay anasını Müller'de 85 gol atmış'' dedirtti. Şu rekor akıl alır bir şey değil ama dedim ya konu Messi olunca artık gayet sıradan karşılamaya başladık.

Öte yandan Messi rekoru kırarken bir çok penaltı golü atarken Müller 85 golünü penaltısız atmış. Burada Bombacı'nın hakkını teslim etmek lazım. Ayrı bir not ise Messi 86 golü 66 maçta atarken Müller 60 maçta kaydetmiş golleri. İşin özü Messi penaltılar içinde 1,30 gol ortalaması yakalarken, Müller 1,41 gibi bir ortalama tutturmuş. Daha  fazla bilgi için grafiğe bakmak yeterli.

30 Ekim 2012 Salı

Aktif Gol Makinaları!



Messi'ye artık ne söylesek az geliyor. En sonunda onu tanımlamak için ''uzaylı'' dedik ve sorunu çözdük. Onun en büyük rakibi Ronaldo ise Messi yüzünden yeterli saygıyı görmese de Ercan Taner'in deyimiyle tam bir gol makinası. Onun şansızlığı Messi ile aynı dönemde olması. CR7'nin şansızlığı bizim en büyük şansımız öte yandan. Takımları ayrı ama hedefleri aynı olan muhteşem ikiliyi canlı canlı izleme ve onlarla ilgili anı biriktirme şansımız var.

Grafiğe gelecek olursak tüm zamanlarda hep Pele'den bahsederiz ama aramızda izleyen neredeyse bir elin parmakları kadar. Ondan geriye kalan siyah beyaz görüntüler ve biraz da düşük çenesi. Aktif olanlara bakınca ise hep gözümüzün önündeki oyuncular. Messi'yi çok az alanda geçebilen Ronaldo'nun en büyük üstünlüğü gol sayısında(şimdilik!).  Aktif golcüler arasında Ronaldo birinci Messi ise ikinci sırada. Onları sakatlanana kadar nefes nefese takip eden, forvet kelimesinin sözlük karşılığı David Villa var. Dördüncü sırada Hollanda günlerine teşekkür etmesi gereken Huntelaar var ama geçen sezon Schalke'de  totalde 45 gol civarı attığını da unutmamak gerek. Gittiği her takımı bir üç adım yukarı çeken İbra Kadabra yedinci basamakta. Blogumuzun isim babası Francesco Totti ise hemen ardında sekizinci. Bu arada Küçük Prens Totti geçen hafta Serie A tarihinin tüm zamanlarda en çok gol atan 3. oyuncusu oldu. Allah kuvvet versin kırka kadar devam! 

Liste aynen bu şekil. Uzaylı Messi ve uydusu Ronaldo'yu geçen birisi şimdilik çok zor. İkili yakın zamanda tüm zamanların istatistiklerini de zorlamaya başlayacaktır. Bize de keyifle izlemek düşüyor...

26 Ekim 2012 Cuma

Downing Şeytanın Bacağını Kırdı!

Liverpool'un 20 milyonluk kazması Stewart Downing geçen sezon 36 maça çıkıp 0 gol 0 asistle sezonu bitirmişti. Hatta şurada onu paylaşmıştık. Bu sezonda onun için farklı başlamamış kaldığı yerden devam etmişti ama tanrı sonunda dualarını kabul etti ve geçen hafta asist yaptı. Bugün ise onun için çölde bir vaha olan ''o gol'' geldi! Şu haykırış her şeyi özetliyor. 
Şu kareler ise bu sorunun takım içinde de bilindiğini anlatıyor bize sanki. Liverpool'a bu sezon kiralık gelen Nuri bile ''nihayet'' çekip ''gel öpücem'' moduna bürünmüş. Eh ne diyelim darısı diğer maçlara.

19 Ekim 2012 Cuma

EPL ve La Liga'da Bilet Fiyatları

Premier Lig'te izlemesi en pahalı takım milyonlar saçan Manchester City veya Chelsea değil Arsenal! YDYD için gittiğimde bu konuyu konuşma fırsatı bulmuştuk ancak orada Chelsea olduğu söylenmişti. Grafik beni haklı çıkaracak cinsten. Arsenal, Emirates'e taşındıktan sonra maddi anlamda büyük zarara uğradı zira kulübe ödenen miktar o an için çok gibi gözüktü ancak daha sonra diğer kulüplerin yaptığı stadyum anlaşmaları miktarın normalin çok altında olduğunu gösterdi. Bunun üstüne bir de kombineler satılırken yapılan hata işin tuzu biberi oldu. Banu Yelkovan Veni Vidi Vici için gittiklerinde stad müdürü ile görüştüklerini ve sahaya yakın yerlerin daha ucuza, uzak yerlerin ise daha pahalıya satıldığını söyledi demişti. Bu zararı yine taraftardan çıkarıyorlar. İşin özü yıldızları daha çok kadroların aksine Arsenal'i izlemek çok daha pahalı. Emirates anlaşmasının bitmesine daha 10 yıl var sanırım. Dolayısıyle bu 10 yıl daha sürecek gibi!..
101 greats goal EPL grafiğini yayınladıktan sonra Barcelona hesabı da La Liga'nın verilerini yayınladı. En ucuz ve en pahalı bilet fiyatlarını görmek mümkün. Bilbao'nun bilet fiyatları dikkat çekici! Ama bunu değerlendirirken takımların sahip oldukları stadyum kapasitelerini de dikkate almak lazım.

Alex Sözünü Tuttu, Coritiba'ya İmza Attı

Kaptan yıllar evvel bir gün Brezilya'ya döneceğim ve Coritiba'da onun deyimiyle Koriçiba'da oynayacağım demişti. Biz o kısma pek inanmadık zira Kadıköy'de jubilesini yapacak sonsuza kadar bizimle kalmasını sağlayacaktık!

Olmadı!..

Kaptan öyle veya böyle koptu, koparıldı bizden. Bugün bizim hayallerimiz yıkılırken onun hayali gerçek oldu. O mutluysa bize de mutlu olmak düşer ve onu gecenin kaçı olursa olsun izlemek, desteklemek..
Kaptan unutma ki seni ödünç verdik onlara. Şimdi tadını çıkar, hayalin gerçek olsun sonra gel, yalnız bırakma bizi. Annenin ezan okundu artık eve gel demesi gibi sen de bizi karanlığa koymadan dön gel Kaptan!..


Not: Fotoğraflar Kollektif Futbol Blog'dan alınmıştır.

18 Ekim 2012 Perşembe

Sandro Rossel Kafası!

Barcelona Başkanı Sandro Rossel yeniden gündeme gelmek mi istedi yoksa başka bir amacı mı vardı bilinmez, basına anlamsız demeçler  vermiş!

Barcelona çok büyük bir kulüp ve başkaları için yıkılması gereken bir kale tanımlamasını kullanan Rossel; Manchester City ve Arsenal'i suçlamış!

Sergio Busquets'i ayartmakla suçladığı City üzerinden sözü Arsenal'e getiren Rossel, onlar Fabregas, Fran Merida ve Miguel Toral gibi isimleri bizde büyük paralar ödeyerek aldılar ve ayarttılar demiş. Manchester City, Busquets'le ilgilenmediğini açıklarken Rossel'in buna yanıtı daha da ilginç. Onlar Sergio'yu almak istemiyor sadece oyuncuyu ayartarak düzenimizi, huzurumuzu bozmaya çalışıyorlar!

Sevgili Rossel ne kullandı da bu kafaya geldi bilmiyorum ama açıklarsa denemek isterim açıkçası. Man City diyelim ki Barcelona'nın düzenini bozmak istiyor bunu Busquets üzerinde mi yapar? İşin daha komik tarafı Arsenal'i kendilerini düşman görmekle suçlaması. Tamam benim gibi taraftarlar için öyle ama Arsenal yönetimi açısından bulunmaz nimet Barcelona!!
Onların bakışı her sezon bir oyuncu satarak para kazandıkları ve kar yaptıkları bir takım Barcelona. Yani düşman değil aksine güzel bir iş ortağı hatta enayi!

Son dönemde Arsenal'den Barcelona'ya geçen oyunculara bakarsak bu çok daha net belli oluyor. Zaten Arsenal tarihinin en karlı transferleri Barcelona'ya gönderilen oyunculardan oluşuyor. Cesc Fabregas, Marc Overmars, Petit, Alexander Hleb, Alex Song, Thierry Henry, Gio Van Bronkchorst şeklinde uzuyor gidiyor liste. İşin özü sen Arsenal'i oyuncularını ayartan paralı bir kulüp olarak suçlasan da istatistikler tam tersini söylüyor. Biz taraftar olarak kızıyoruz belki ama Arsenal yönetimi sizinle çalışmaktan çok memnun. Aman Barcelona'ya bir şey olmasın dediklerini duyar gibiyim!

7 Ekim 2012 Pazar

Avrupa'da Derbi Haftası

Tarih 7 Ekim Pazar.. Avrupa'nın 4 bir yanında kalpten götürebilecek tam 7 maç var. Ezeli rekabetlerin hepsi bir güne sıkıştı neredeyse. Derbi demek yanlış olur hepsine zira Marsilya-PSG, Barça-Real maçları derbi kelimesinin manasına pek uygun değil. Maçlara geçelim totemimizi yapıp tahminlerimizi yazalım.

Marsilya-PSG rekabeti bu sezon çok başka bir boyutta yaşanacak. Yıllarca eski günlerini mumla aratan Paris ekibi belkide uzun zaman sonra rakibinden daha güçlü sahaya çıkacak. Rekabetin temelleri çok uzakta değil zira PSG 1970 yılında kurulmuş. Öte yandan rekabetin tam olarak başlaması doksanlara denk geliyor. Şehirler arasındaki rekabeti ''Taksi'' film serisinden hatırlıyoruz ama bunun suni olduğunu aslında arada özel bir durumun olmadığını söylemek lazım.  Maç için tahminim ve istediğim Saint German'in kazanması. Petrolcüler takımın direksiyonuna oturduğundan beri onlara olan ilgim azaldı belki ama yine de gönlümüz Başkentte!

El Clasico artık hepimizin hayatının bir parçası haline geldi. Son bir kaç yılda o kadar çok Barça-Real maçı izledik ki gerçekten sıkmaya başladı hani.Pep-Mou rekabetinden sonra Tito ile yeni bir dönem başladı. Ezeli rekabette kazananın Real Madrid olacağını düşünüyorum. Beni bilen Real Madrid hastalığımı bilir ama taraflıktan değil Barcelona'nın göbeğinden dolayı bu fikrim. Puyol'un dirseği çıktı ve yok. Pique zaten sakat. Eh bu durumda göbek orjini stoper olmayan iki isimden kurulacak: Mascherano-Song! Song'u stoper oynatmak delilik demekten dilimde tüy bitti. Bakalım neler olacak göreceğiz ama Song'un hatası ile Ronaldo'nun golü senaryosu inanın bana çok uzak değil!..

Spartak-CSKA rekabetine çok yakın değiliz ama bu sezon Spartak büyük yatırım yaptı. Onları Kadıköy'de izleme fırsatı bulduk. CSKA ise yıllardır bu ligin üst kalibre takımlarından. Burada tuttuğum bir taraf yok ama illa birisi kazanacaksa Emmanuel Emenike atar, Spartak çakar diyelim..

Adana derbisine çok yakın değilim ama kamuoyu baskısıyla Demirspor taraftarı olduğumu söyleyebilirim. Bir de hanım Adanalı olunca bizde bir yandan rekabetin ucundan kıyısından nemalanıyoruz. Birisi kazanacaksa işçinin emeğin takımı kazansın Demirspor tarih yazsın. Öte yandan birisi lige çıksın bizde oturup Fenerbahçe-Adana maçını izleyelim. Bizim aile için enteresan olabilir :)

Porto, Portekiz'in son döneminin en büyük ve en başarılı takımı ama tarihe bakınca Benfica ve Sporting daha köklü takımlar. Son dönemde en önemli maç Porto-Benfica maçları gibi gözükse de bu maçta bir hayli önemli. Hafta arasında bize Trabzon ile beraber yüzyılın zulmünü yaşatan Videoton'a 3-0 kaybeden Lisbon hocasını kovdu ve maça yeni hocası ile çıkacak. Benfica taraftarı olarak maçta kazanan olmasın berabere bitsin diyorum.

Milano'nun düşman kardeşleri İnter ve Milan sezona hayal kırıklığı ile başladı. İki takımda yeni bir yapılanmanın içinde ve şu sıralar Juventus'un gölgesinde. Derbide gönlüm İnter'den yana zira İtalya'da takımım Ronaldo'lu Vieri'li dönemden beri İnter. Alvaro Recoba'yı da unutmayalım. Derbiyi kazanan lacivert siyah formalılar olur!

Ve son olarak memleketin derbisi Fenerbahçe-Beşiktaş.. Fenerbahçe taraftarı olarak son yıllarda GS maçlarından daha çok BJK maçları benim için daha korkutucu olmuştur zira bize hep ters gelirlerdi. Son yıllarda bunu kırdık ama yine de yarın için ufak tefek korkularım var. Almedia bizi seviyor ve atıyor muhtemelen yarında bir kafa golü yazar! Sonuçta kazanan biz oluruz ve olmalıyız da.

   17:00    S.Moskova-CSKA Moskova 1
   19:00    Fenerbahçe-Beşiktaş 1
   19:00    Adana Demirspor-Adanaspor 1
   20:50    Barcelona-Real Madrid 2
   21:45    Milan-Inter 2
   22::00   Marsilya-Paris SG 2
   22:45    Porto-S.Lizbon 0

Bu maçlarla alakalı bir blogda kısa kısa bir yazı okudum size de tavsiye ederim http://lesleones.blogspot.com/

4 Ekim 2012 Perşembe

Birdir Bir Oynayarak Gol Atmak

Sabah sabah buna denk gelince cidden hoşuma gitti. Görüntü çok net değil ama işin eğlencesi gözükecek kadar düzgün. Harika bir çalışma. Bir, iki, üç ve gol!

3 Ağustos 2012 Cuma

Attıranlar ve Atanlar

Grafiğin bize anlattığı şey gol veya asist kralları değil. Avrupa'nın beş büyük liginde bir oyuncunun diğerine yaptığı asist sayısına göre sıralanması. Aslında bunu anlatabilmek zor ancak grafiğe bakınca anlayacaksınız.

La Liga'da 50 gol atan(söylerken kulağa gerçek gelmiyor hala) Messi'nin en büyük yardımcısı Dani Alves olmuş. Toplam 11 asist yapan Alves bunların 7sinde topu Messi ile buluşturmuş. Diğerlerini tek tek yazmaya gerek yok zaten grafik anlatıyor her şeyi. Üzerine tıklarsanız daha net görebilirsiniz.

2 Ağustos 2012 Perşembe

Roberto Carlos'un Altın Kariyeri

''Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sol beki'' tanımlaması onun için yeterli sanırım. 39 yaşında harika bir kariyeri noktaladı.  Bir dönem yolu İstanbul'a da düştü çubuklunun içinde izledik onu ama en çok beyaz Real Madrid forması ve sarı Brezilya forması ile sevdik.

İnter'e gitmek onun adına berbattı belki. Roy Hodgson, sol kanadını tek başına kullanan bu adamın ayaklarına pranga takmış ve orta sahayı geçmesine izin vermemişti. Tamam o sol bekti ama hücum her Brezilyalı gibi onunda çok hoşuna gidiyordu. Bir sezon sonra Real Madrid'e geçti ve tarihe adını kazıtacak kariyere başlamış oldu.

Kariyerinde dile kolay 3 Şampiyonlar Ligi, 4 La Liga, 2 Copa America ve 1 Dünya Kupası kazandı. Bir çok forvet kariyeri boyunca 100 golü aşamazken Carlos 10'u Fenerbahçe'de olmak üzere 147 golün altına imzasını koydu. Şimdi Anzhi ile Real Madrid arasında oynanacak bir gösteri maçı ile jübilesini yapması gündemde. Onu Cafu ile beraber Brezilya'nın 3-5-2'sinden ve Avrupa'yı kasıp kavuran Real Madrid'ten hatırlayacağız. Yolu bizim buralara da düşmüştü demeyi de ihmal etmeyeceğiz.

4 Haziran 2012 Pazartesi

IFFHS Dünya Kulüpler Sıralaması


1.(1.)FC BarcelonaEspaña/4356,0
2.(3.)CD Universidad de Chile SantiagoChile/3326,5
3.(2.)Real Madrid CFEspaña/4295,0
4.(5.)Club Atlético de MadridEspaña/4292,0
5.(4.)FC Bayern MünchenDeutschland/4290,0
6.(7.)Chelsea FC LondonEngland/4266,0
7.(6.)CA Vélez SarsfieldArgentina/4255,0
8.(16.)Club Libertad AsunciónParaguay/3236,5
9.(8.)Athletic Club de BilbaoEspaña/4236,0
10.(9.)Sporting Clube de Portugal LisboaPortugal/3232,5
11.(27.)CA Boca Juniors Buenos AiresArgentina/4232,0
12.(13.)PSV EindhovenNederland/3218,0
13.(14.)Olympique LyonnaisFrance/4215,0
14.(15.)Valencia CFEspaña/4210,0
15.(24.)SSC NapoliItalia/4208,0

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Kara Bahtlı Emenike

Emmanuel Emenike yine gündemde Rusya'da. Sezon başında şike davasında göz altına alınan ve psikolojisi alt üst olan siyahi yıldız Fenerbahçe forması giyemeden Rusya'nın yolunu tutmuştu. Rusya'da da kara talihi peşini bırakmamış anlaşılan..

Spartak Moskova adına 84. dakikada beraberliği getiren golü atan Emmanuel Emenike, gol sonrası sevinç gösterisi olarak sağ elini sol koluna vurması hakem tarafından ahlaksız bir hareket olarak kabul edilerek kırmızı kart ile oyundan atılmış. Maçtan sonra Emenike:  "Hakemin kararı beni şok etti. Beni ne için oyundan attığını anlamadım. Bu sıradan bir gol kutlaması idi. Ben sadece kolumla alkışladım. Buna benzer bir hareketi Şampiyonlar Ligi'nde Samuel Eto'o da yapmıştı" demiş. Eğer onu Fenerbahçe'de izleyebilsek ve bu sevinci yapsa bizde aynısı olurdu heralde. Olayın videosunu izleyin siz karar verin :)

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Adios Amigos | Raul

Raul Gonzales.. Real Madrid hayranlığımın başladığı günlerde ki efsane takımın yerlisiydi O. Çocukluğumda onunla alakalı en merak ettiğim şey soyadıydı. Çünkü o zamanlar her futbolcunun adını soyadını öğrenme gibi bir hastalığım vardı. Bir O'nunkini bilmiyordum bir de Xavi..


Raul bambaşka bir oyuncuydu benim gözümde.. Hem forvet hem orta saha gibi bişey ama golcüydü, buldum mu affetmezdi. Real Madrid'te bir çok oyuncuyla bir arada oynadı, 'Yüzyılın Takımına' bir çok yıldız geldi ama o formayı ve 7 numarasını kimseye vermedi. Ezeli rakip Atletico'nun altyapısında yetişmiş olmasına rağmen Los Galacticos'un simgesiydi. Şampiyon Ligi'nin en golcüsü ünvanını Messi elinden alana kadar taşıyacak. Eğer yanlış bilmiyorsam La Liga'nın da 296 golle en çok gol atan oyuncusu.. İspanya Milli Takımının da bir zamanlar en golcüsü oydu ancak David Villa yakın geçmişte bu rekoru tarihe gömdü. Kim bilir şimdiki İspanya Milli Takımında oynasa kaç gol daha atardı. Çünkü onun oynadığı dönem İspanya kupalarda hep en fazla çeyrek final görüp İber Yarımadasına dönüyordu. Euro 2012 için kadroya alınması gündemde ancak ben bu konuda çokta ümitli değilim zira mesele orda çok başka sanki. Bizdeki Hakan Şükür sendromuna benzer bir şeyler var!


Lider oyuncu kavramının karşısına rahatlıkta Raul'u yazabilirim. Belkide bu özelliği Madrid'ten ayrılmasına yol açtı. Kulağa garip geliyor ancak Mourinho mor menekşelerin başına geçtikten sonra Raul ve Guti'yi istemedi. Çünkü biliyordu onların Madrid'te borusunun öttüğünü ve Mou sadece kendi borusunu öttürürse başarılı olabilirdi! Anelka'nın Real Madrid kariyerinin kısa sürmesinin sebepleri arasında Raul gösterilmiştir hep. Takımı ona karşı kışkırttığını ve takımdan dışladığını.. Yani Raul isterse Mourinho bile dışarda kalabilirdi! İspanya basınını da düşününce bu fikir o kadar da uzak gelmiyor insana.. Mourinho'nun gelişi ''ömür boyu sözleşme imzaladığı sevgilisi''nden ayıracaktı onu... Taraftar Barcelona zülmünden o kadar sıkılmış ve ezilmişti ki, bunu bitirebilecek adam Mourinho'ya destek vermeyi seçti... O da hiç düşünmedi ve bavulunu toplayıp Almanya'nın yolunu tuttu.. O gidince Ronaldo çok istediği Beckham'a bile yar olmayan 7 numaraya kavuşmuş oldu... İspanya'da 1'den 25'e kadar forma numarası alma zorunluluğu olmasa belkide emekli edilebilirdi forması ancak olmadı.. Belki de Ronaldo'yu kıramayacak sırf Barça'yı durdurmak için ona da boyun egeceklerdi kim bilir..
Schalke'de lider kimliğinden bir şey kaybetmediğini ve hala büyük oyuncu olduğunu gösterdi bizlere. İki sezon yetti Ruhr ekibinin taraftarlarının gönlüne girmesine. Gitme bizimle kal dediler ancak ayrılık vakti bir kez daha gelmişti 7 numara için... Aslında alışkın değildi böyle şeylere. Sözleşme görüşmesi yapmak, kalmakla gitmek arasında karar vermek gibi konuları hiç düşünmemişti Real'de geçirdiği 16 yıl içinde ama 2 sene içinde ikinci kez valizlerini toplama vakti gelmişti. 

Şimdi yolunun Katar'a düşeceği söyleniyor ancak O'nun için çok hem de çok erken.. 34 yaşında ama Avrupanın en büyük liglerinden onlarca takım kapısını aşındırır istese.. Keşke yolun bizim lige düşse de seni bir de yakından izlesek. Bizlere golcülüğün tanımını bir kez daha öğretsen, 7 numaranın ne kadar önemli olduğunu göstersen hiç fena olmaz aslında. Hatta öyle ki Fenerbahçeli olmama rağmen gel de Galatasaray'a gel desem... Yok o da olmaz diyorsan tatile gel belki hoşlanırsın bi daha gidemezsin.. İstanbul'u seversin..
Yok sizin orda insanlar stadlarda birbirini boğazlıyormuş. Sahaya çakı falan atılıyormuş yengenizde hoş bakmıyor dersen gelme ama Katar'a da gitme be abi.. İngiltere'ye git mesela.. Arsenal'de çocuklara bir şeyler öğret, Newcastle'a git Shearer'ı yad et..


Neyse Raul işin bokunu çıkarmayalım daha fazla. Seni izlemek büyük keyifti. Futbolu bırakmışsın gibi konuştum hep ama Katar'a gitmekte farksız değil be abi.. Gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş hem. Eğer gidersen oralardan bize gollerinle bol bol selam yollayacağından şüphem yok. İşin özü ADİOS AMİGOS..


Son fotoğraf için bir not.. Raul'un oğullarının isimleri için.. Efsanenin oğulları efsanelerin isimlerini taşıyor: Jorge (Valdano), Hugo (Sanchez), Hector (Rial), Mateo (Matthaus)

1 Mayıs 2012 Salı

Herkes Gider ama Şampiyon Değişmez | Porto

Portekiz Ligi denince akla ilk gelen takım Porto.. Belki ligin en büyük takımı değiller tarihe bakılınca belki en büyük derbiye de sahip değiller Benfica-Sporting maçı düşünüldüğünde ancak bunun değişmesi artık an meselesi. Yeni kuşak için en büyük onlar. 77 yılına kadar Benfica ve Sporting'in gerisinde kalan Ejderhalar o yıldan sonra dev bir atılım gerçekleştirmişler. Son 10 yılda 8 kez şampiyon oldular ve toplamda 26. zaferi kutluyorlar. 31 şampiyonluğu bulunan Benfica'yı kısa sürede yakalayacaklarına şüphe yok.


Mourinho ile kupalar kazanıp ve Avrupa'yı salladıktan sonra önce Jose'yi sonra da o takımdan çok önemli parçaları kaybettiler ama değişen bişey olmadı Porto için. Güney Amerika'dan getirdikleri oyuncuları parlatıp akıl almaz paralara satmalarına rağmen herkesin yerini doldurdular. Futbol dünyasına sundukları isimleri şöyle bir çırpıda düşünürsek: Deco, Quaresma, Maniche, Pepe, Anderson, Carvalho, Falcao.. Liste uzayıp gidiyor. Daha fazlası için daha önce yazdığım şu yazıya bakmanız yeterli. Teknik Direktör, oyuncular gitti. Portekiz'de hükümet değişti her şey değişti ama Porto'nun kupa kazanma ve yeni oyuncu üretme alışkanlığı değişmedi. Seneye de bol sıfırlı rakamlara bir kaç oyuncu satacaklarına eminiz. Hulk'u bile bizim ligimizdeki büyüklerin gelirlerine eşit bir paraya satabilirler!..


Geçen sezon takımı yenilgisiz şampiyon yapan ve Avrupa Liginde zirveye taşıyan Andres Villas-Boas''ın ayrılmasından sonra takımı yardımcısı Vitor Pereira devraldı. Ama Portekizde zirvenin sahibi yine değişmedi! Pereira şampiyon olduktan sonra ''Andere gibi bir çok başarı elde etmiş bir teknik adamın ardından göreve gelmek hiç kolay değildi. Bu yıl alışma dönemini geçirdik. Eminim gelecek sezonlarda kazandıracağım bir çok kupa var'' diyor. Onu tanımıyoruz çoğumuz ama dediğine inanıyoruz çünkü mevzu bahis Porto..

12 Nisan 2012 Perşembe

Marsilya Taraftarı Takımına Maçı Kaybettirdi!!

Bu sezon Fransa'da ligin uzağında kalan Marsilya'nın lider Montpellier'i ağırladığı maçın öncesinde ezeli rakip PSG'nin şampiyon olmasını istemeyen Marsilya taraftarı takımını yenilgiye davet etti! Evet yanlış okumadınız aynen öyle oldu. Marsilya’nın en büyük taraftarı grubu olan South Winners 87 grubunun açıklaması aynen şöyle:  “Hadi Montpellier’e şans verelim ve PSG’nin bu yıl şampiyon olmasına dur diyelim” 


Maçı Montpeiller, Veledrom'da 3-1 kazanarak PSG'nin önünde liderliğini sürdürdü. Eh Marsilya taraftarından mutlusu yoktur herhalde. Bunlar Türkiye'de olsa n'olurdu? Fransız savcıları göreve!!!

20 Mart 2012 Salı

El Nino 28 Yaşında

Fernando Torres nihayet golle buluştu! Guiza ve Kezman'dan daha beter derken Leicester City maçında 2 gol atıp 1 de asist yaptı. Kendini buldu mu yoksa bir maçlık bişey miydi ilerleyen haftalar gösterecek ama 'El Nino' yani 'çocuk' denilen bu adam artık 28 yaşına geldi.


Napoli maçından sonra Torres için hazırlanan animasyon durumu yeterince özetler nitelikteydi. Artık rüyadan uyanmış olmasını ümit ediyorum :)

14 Ocak 2012 Cumartesi

Seyyah Rivaldo | Sıra Afrika'da

Yaş 39'a geldi ama Rivaldo kıtaları gezmeye devam ediyor. Kariyerinin 13. imzasını Angola'da attı. Afrika futbol oynadığı 4. kıta, Kabuscorp formasını giydiği 13. kulüp olacak dile kolay..

Fotoğraflarla Rivaldo'nun kariyeri

Palmeiras(Brezilya)

 Deportivo(İspanya)

 Barcelona(İspanya)