12 Aralık 2011 Pazartesi

Fenerbahçe - Bursaspor üzerinden genel bakış


Geçtiğimiz hafta arena da Galatasaray'a kaybeden Fenerbahçe Bursa'da ligde 8 ay sonra gol atan Semih ve son haftaların formda ismi Stoch'la 2-0 kazanarak moral depoladı. Sahada 4 yabancı ile yer alan sarı-lacivertli ekipte Serdar Kesimal ligde ilk kez forma giydi. Sakatlıktan kurtulan Mehmet Topuz son on dakika sahadaydı. Geçen haftanın kötüsü Bilica ilk 18 de yer almadı. Fenerbahçe taraftarı bütün biletleri tüketerek  zorlu deplasmanda takımını yalnız bırakmadı.

Bu maç gösterdi ki Fenerbahçe kadrosunun eksikleri olmasına rağmen sadece forvete yapılacak bir takviye ile birlikte Fenerbahçe zirveyi zorlamaya devam edebilir. Savunmasında sadece alternatif eksikliği var. Ziegler-Yobo-Serdar-Gökhan dörtlüsü memleketin en iyi savunma hatlarından birisi. Stoch ve Dia'nın toplamı Q7+Simao veriminden daha fazla. orta alan ve hücum hattına takviyeler bu takımı uçurmaya yetecektir. Stoch'un formunu sürdürmesi, Gökhan Gönül'ün tekrar eski günlerine dönmesi, Serdar'ın da maç eksiğine rağmen harika oynaması Aykut Kocaman'ın elini rahatlattı ve geleceğe dair geçen haftanın ardından umut verdi.

Galatasaray maçının ardından Fenerbahçe yerden yere vuruldu. Son zamanların en kötü oyununu oynamıştı sarı lacivertliler ancak unutulan puan tablosuydu. Şu anda ligin zirvesinde bulunan ve her hafta methiyeler düzülen cim-bom var. Şampiyon olamaz denilen Fenerbahçe ise yine aynı puanla ikinci sırada. Ligin ilk yarısında İnönü, Seyrantepe ve Bursa deplasmanına giden sarı kanaryalar ligin ikinci yarısında bu takımları evinde ağırlayacak. Bursa deplasmanında uzun bir aranın ardından iyi bir oyun sergileyen Fener hak ettiği galibiyeti 2-0 ile aldı. Sezon başından beri bu tür oyunları çok fazla sergileyemedi ancak diğer rakiplerinden farkı kazanma alışkanlığının olması. 100. yıldan itibaren başlayan dönemde sarı-lacivertliler hep ligin tepesinde yer aldı. Bu takıma öz güven kazandırırken taraftara da tepki gösterecek bir durum bırakmadı. Bunun sebebine bir parantez açayım. Aziz Yıldırım takıma büyük hedefler koymayı ve yıldız transferi aşkından vazgeçince herşey değişti. Beşiktaş taraftarı takım kötü oynayınca Guti'ye Queresma'ya tepki gösteriyor ama Fenerbahçe taraftarının öyle bir şansı yok. Çünkü Queresma'sı yok! Tek tepki gösterdikleri adam Alex öyle şeyler yaptı ki artık kimse'nin laf edecek durumu kalmadı. Futbolcuya sallayamazsa taraftar teknik direktöre sıra gelir. Saracoglu tribünleri Aykut'a sallayamaz çünkü takım herşeye rağmen canını dişine takarak oynuyor. E bu da olmadı yönetime sallayalım desek. Aziz Yıldırım artık ilah moduna gelmişken ona da laf gelmesi söz konusu değil.



Bütün bunları toplayınca Fenerbahçe taraftarının genel türkiye profilinin dışına çıktığını rahatlıkla söyleyebilirim. Her kötü sonuçta takıma, teknik direktöre, yönetime sallamaktansa onlara moral vermeyi seçiyor taraftar. Şike olayları ile birlikte bu birlik bozulacağına ters tepti ve Fenerbahçe taraftarı tüm dünyaya bölünmeyeceğini gösterdi. Bu bütünlük bozulmadıkça Bank Asya'da da oynasa bu takım en kısa sürede yine süper ligin zirvesine çıkacaktır. Devre arasında yapılacak takviyelerle şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olacaktır Fenerbahçe. Ama sene sonu küme düşecek diyebilirsiniz. Fark etmez sezon sona erdiğinde Bank Asya'ya düşürülse bile bu sezon kazanılan kupalar muhafaza edilecek. Ancak Şampiyonlar Ligine şikeden ceza alırsa yine katılamayacak



Kısacası bu sezon şampiyon olsak ne olacak söylemleri yersiz. Fenerbahçe olası küme düşürme olayına rağmen şampiyonluğa oynamaya devam edecektir. Belki de sezon bittiğinde şampiyonluk kutlamaları ardından küme düşmenin hüznü yaşanacak ancak bunu şimdiden kestirmek güç. Zira yasa değişikliği talimatnameler derken işler iyice karıştı. Ancak tek gerçek şu ki başka bir takım bunların altından kalkamazdı. Fenerbahçe oyuncusundan, teknik direktörüne; yönetiminden taraftarına şapka çıkarılacak bir duruş sergiledi. Sallandı ama yıkılmadı...

Hiç yorum yok: