12 Eylül 2012 Çarşamba

Tozlu Raflardan #11 | Sir Alex Ferguson

Dünyada en iyisi kim diye sorsak muhtemel cevapların çoğu Jose Mourinho ve Guardiola olacaktır. Ancak bu adam onların toplam başarılarından fazlasını kazandı 25 yılda. Üstelik ellerinde kurulmuş mükemmel takımlar yoktu. Barcelona, Arsenal, Tottenham gibi takımların ilgisine rağmen 19 yıldır şampiyon olamayan ManU'yu seçti ve kendi efsanesini yarattı..
Futbolculuk döneminde büyük bir yıldız değildi. Fena olmayan gol ortalamasına rağmen hayali olan Glasgow Rangers forması altında uzun süre barınamadı Ferguson. İskoçya'da bir kaç takımda oynadıktan sonra 32 yaşında futbola veda etti.
Futbolculuğu vasattı ancak teknik adamlık kariyeri fena başlamamıştı. Stirlinshire'de yakaladığı başarı ile St Mirren'e geçti. Artık 1. ligde antrenörlük yapıyordu. 3 yıl burada kalıp 1. Lig şampiyonluğu yaşadı ancak daha uzun süre kalmasına izin verilmedi. Kulüp başkanı ile sıkıntı yaşadı zaten Alex anlaşılması zor bir insandı hep. ManU'da başkanlığını yapan Martin Edwars onun için ''Çok çabuk sinirleniyor, boş bir evde bile kavga çıkartabilir demişti.'' St Mirren'in ardından Aberdeen'in patronu oldu Ferguson ve efsane yavaş yavaş yazılmaya başlamıştı.
8 yıl boyunca Aberdeen'de başarıdan başarıya koştu. Celtic ve Rangers'ın hanedanlığını yıkıp şampiyon oldu. Aberdeen kariyeri biterken arkasında 3 şampiyonluk, 4 Federasyon Kupası ve 1 de Lig Kupası kazandı. Bunlar elbette çok büyük başarılardı ancak daha büyüğünü kırmızı beyazlı ekibin başında 5. yılında Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nı kazanarak elde etti. Finalde devirdikleri takım Real Madrid'ti! Aynı yıl koleksiyonuna Süper Kupa'yı da ekledi.
Aberdeen'de yaşadığı başarılar ona bütün avrupanın kapılarını açtı. Ülkesinden hayali olan Glasgow Rangers dışında Barcelona, Arsenal gibi takımlar onu patron yapmak istiyordu. O en zor olanını seçti ve Manchester'ın kırmızı yakasına gitti. Asıl sınavı şimdi başlıyordu ve o buna hazırdı.
Yukarıdaki kare United ile çıktığı ilk maça ait. Alex çıktığı ilk maçtan 2-0'lık mağlubiyetle ayrıldı. Sadece ilk maç değil genel olarak her şey kötü başlamıştı onun adına. İlk sezonunu Liverpool'un arkasından 2. sırada bitirdi. Ezeli rakip şampiyonluklar kazanmaya devam ederken şampiyonluk hasreti 20 yıla ulaşmıştı. Takımda yıldızlarla sorun yaşayınca bir bir yollarını ayırdı, altyapıya önem verdi. Her şeye rağmen başarı gelmiyor, tribünler homurdanıyordu. Bir yıl sonra City'e 5-1 kaybedince koltuğundan olmak üzereydi. Son bir şansı vardı ve kader maçında Nottigham Forest'ı yenerek koltuğu korudu. O sezon FA Cup'ı kazandı ve biraz olsun tepkileri susturdu.
Alex Ferguson kararlıydı ve takımı başarıya götürecek kadronun çekirdeklerini attı. Ertesi sezon yavaş yavaş meyveleri toplamaya başlamıştı. Kupa Galipleri Kupası finalinde bu kez Barcelona'yı devirip Avrupa'da yeniden zirveye çıktı. Ancak bu yeterli değildi zira asıl beklenen Lig şampiyonluğuydu. Bugünlerde Liverpool'un yaşadığı durum o dönem Kırmızı Şeytanlar için geçerliydi. Bir sonraki sezon bu kez Leeds'in arkasında kalıp özlenen şampiyonluğa yine ulaşamadı. Ama artık mutlu son yakındı ve bunun önünde kimse duramazdı.
1992-93 sezonu bir devrin başlangıcıydı. 26 yıl bekledikleri kupa Alex'in 7. yılında geldi. Çocuklarla şampiyonluk kazanılmaz diyenlere inat bunu başardı. Koleksiyonunda neredeyse eksik kupa yoktu ancak Avrupa'nın 1 numaralı kupasını yeni formatıyla kazanamamıştı henüz.
1997-98 yılı kupasız geçmişti ve Ferguson'un her başarısız yıldan sonra dahada hırslandığı gerçeği bir kez daha ortaya çıkacaktı. O yıl Şampiyonlar Ligi'nde finale kadar gelmişlerdi ve Nou Camp'ta sadece tek 90 dakika kalmıştı. Bayern Münih, Alex'in rüyasını kabusa dönüştürmek üzereydi son anlara girildiğinde. Ancak işler bir anda değişti ve unutulmaz geri dönüşlerden birisi yaşandı. Son 3 dakikada gelen 2 gol altın jenerasyona bu kupayı da getirmişti. Aynı sezon ligi ve FA Cup'ı da kazanarak üçleme ile bitirdiler. Bu 3 zafer ona yeni bir isim daha getirdi artık onun adı Sir Alex Ferguson'du!
2002 yılında sezon sonunda emekli olacağını açıkladı. Aslında bu bir çokları için normaldi ancak onun gibi asla doymayan ve sürekli kazanmak isteyen birisi için değil. Takımın kötü bir dönem geçirmesi nedeniyle bu kararından döndü ve 3 yıl daha kalmaya karar verdi. Bir yıl sonra 8. şampiyonluğu kazandı!
Takvimler 2006'ı gösterirken  Old Trafford'a ayak basalı tam 20 yıl olmuştu. O kırmızı koltuğunda otururken Liverpool bu süreçte bir çok teknik adamla konuk olmuştu ona ama hiç birine şampiyonluk izni vermemişti. Artık ManU tarihinin aralıksız en uzun süre çalışan teknik adamıydı.
Kazanmaktan asla vazgeçmedi. Bir çok kulübün tarihinde kazanmadığı başarıları o Manchester United teknik direktörü olarak 25 yılda kazandı. Dünya dönmeye devam ederken ve küreleşme futbolu etkisi altına almışken o hep aynı yerde kaldı. Real Madrid bu süreçte tam 24 teknik adam değiştirdi. İnter 19, Juventus 14, Barcelona 11 değişik teknik adamla çalıştı. Kırmızı yakada parton hep aynıyken şehrin mavi yakasında 14 menejer değişti. Manchester City onu durdurabilmek için 14. teknik adamını bekledi. Aslında onu durduran Mancini değil para olmuştu. Her şeye rağmen geçen yıl son 3 dakikaya girilirken şampiyondu. Milyonlarca dolar bile onu son anda geçebilmeye yetmişti. Yenilgiler onu hep kamçıladı ve değiştirdi. Elinden kaç jenerasyon geldi geçti ama zirvedeki yeri hiç değişmedi!
Üstteki foto Sir Alex'in Manchester ile çıktığı ilk final ve kazandığı ilk kupa öncesi. 1990 FA Cup finali! İlk finalinden bu yana Kırmızı Şeytanlar ile tam 31 kupa kazandı. Bu sayı büyüğüm diye geçinen bir çok kulübün toplam kupasından daha fazla belkide! Kişisel müzesinde ise dile kolay 45 kupa var! Emekli olacağı söylentileri hep çıkar ama gücü yettiğince hep orada kalacak gibi. Kendisine ve hiç çıkarmadığı cikletine pek bayılmasam da hayranlık duymamak elde değil. Hani son günlerin moda deyimiyle #respect!

Not: Hayatının kronolojik olarak gidişi Bora Beyzade'nin yazısından alınmıştır!

Hiç yorum yok: