Fenerbahçe yönetimi bugün basın toplantısı düzenleyerek bir çok konuda yeni saçmalıklar dizisi üretti. Tekbir sesleri üzerinden taraftara sallama, hükumetle aramız bozulacak korkusu yüzünden tribünleri aşağılama gibi konulara girmeyeceğim. O konularda da söylenecek söz bol zira FB yönetimindekiler son yıllarda zenginliklerine zenginlik kattı ancak asıl mesele ırkçılık.
Önce fikrimi söyleyeyim ki okurken yaftalama beni bilerek oku. Tribünde muz gösterme rezaletini yapanların bunu ciddi ciddi ırkçılık için yaptığını sanmıyorum ama her ne olursa olsun yapılanın savunulacak bir tarafı yok. Fenerbahçe yönetimi savundu bugün bunu ve biz ırkçı değiliz dedi.
Nasıl yaptı bunu?
Koca bir ekran kurup fotoğrafın çekildiği anda sahada yer alan/almayan futbolcuları göstererek! Eve belki haklılardı zaten çekilen fotoğrafların tarihine bakılırsa durum tam da söylenildiği gibi. Ancak atladıkları bir şeyler oldu. O adam maçın başka bir anında da bunu yapmış olamaz mıydı? Yapmış ki bugün Galatasaraylılar bu fotoğrafları servis etti gün boyu.
Sonuç?
Senin yaptığın savunmanın hiç bir anlamı kalmadı. Yanındaki adamlar seni rezil etti ve daha önemlisi sen kulübünü -senin malın olmayan- kulübünü rezil ettin!.. Onlar ırkçı damgası vurmaya kalkarken sen reddetme çabasına girip haklıyken haksız duruma düştün ve asıl damgayı kendin vurdun.
Zor değildi...
Drogba'nın tüm Fenerbahçeliler ırkçıymış gibi konuşması, açıklamalar yapması elbette yanlıştı ama sen yanlışın en büyüğünü yaptın. Bir kez daha kendini ve Fenerbahçe'yi savunamadın.
Savunmak çok kolaydı halbuki...
Yoğurtçuda heykeli olan iki adamdan bahsedebilirdin.
Lefter'i anlatabilirdin çıkıp,
Oyuncu alırken hiç bir zaman teninin renginin önemli olmadığını söyleyebilirdin,
Bu takımda Can Arat oynadı diyebilirdin
Bu takımda Kürt bir oyuncunun koluna kaptanlık bandını taktık biz diyebilirdin.
Bunları kullanmak bile bence hoş değil ama senin yaptığından çok daha iyiydi sanki?
Zor değildi...
Bunu yapanlara gerekli cezaları vermek bunun üzerine bir basın açıklaması yapmak.
***
Başlamışken bir de Volkan konusunda bir kaç şey söylemek isterim.
12 Mayıs gecesi Volkan atıldıktan sonra geriye kalan 5 dakika vardı. GS o aralıkta bir veya iki gol bulabilirdi. Bulamadı...
Peki ya bulsaydı?
Sen twittera aslanım koçum Volkan yazar mıydın?
Kadıköy'de rakibine 14 sezondur yenilmiyor iken böyle bir aptallıkla kaybetsen söyleyeceklerin yine bunlar mı olurdu?
Olmazdı, olamazdı..
Bu sene sözleşmesi sona eren Volkan seneye o formayı biraz zor giyerdi.
Zor değildi...
5 dakikada yenecek iki gol hatta bir gol her şeyi değiştirebilirdi.
Madem bizim derdimiz, her şeyimizi belirleyen şey gol olmuş hala neden futbol naraları atıyoruz ki? Biz oyunu değil kazanmayı seviyoruz.
Dahası yazılır ama ne ben yazmak istiyorum ne de zaten senin işine gelmez okuyucu.. Maçtan bir gün sonra annem sokağa çıkarken üzerimdeki formayı çıkarmamı istedi. Evdeki formaları toplamış koymuş bir yere.. Yarın benim çocuğum olsa gönderir miyim? Sanmam.. Kendi anneme böyle bir acı yaşatmaya niyetim yok...
Renkleri, oyunu sevmekten vazgeçemem belki ama olduğu kadar elimi eteğimi çekerim.
Düzelir mi bu işler peki?
Zor değil demek isterdim ama çok zor. Biz bu olayları bile rating uğruna kullandıktan sonra gerisinin önemi yok. Bunlara sebep olanlar en önde yazıklar olsun çekip başkalarını suçlarken düzelme gibi bir şansı yok.
Kolay gelsin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder