Viera ile başladı tüm hikaye ama sonrasında uzunca bir süre ara verildi. Henry'nin gidişi onlar gibi değildi. Başka sıkıntılar vardı ve para kazandırarak gitmesine izin verildi. Giderken de efsane olarak gitti.
Fabregas, bir gün Barcelona'ya döneceğim diyordu ve dönmeliydi de ancak böyle olmamalıydı. Saçma sapan oyunculara milyonlar saçılırken onun fiyatını düşürmek için neler neler yapılmadı. Önce Barcelona başkanı çıktı o bize gelmek istiyor ve eninde sonunda gelecek dedi, ardından Xavi ve İniesagiller gün aşırı basına onunla ilgili konuşmaya başladılar. Arsenal bu ayrılığa daha fazla engel olmasın kavuşalım demeye kadar getirdiler. Onu 15 yaşında alıp parlatan dünyanın en iyilerinden biri yapan takım, aşık ve maşuğun kavumasına bir engel olarak gösterildi. İşi o kadar abarttılar ki Liverpool kalecisi Pepe Reina (La Masia'dan yetişmedir) İspanya'nın şampiyonluk kutlamalarında zorla Barcelona forması giydirmeye kalktı. Bu planlı propaganda sonunda sonuç verdi ve Cesc Barça'ya imzayı attı. Verilen para onun ederinden azdı ama mesele para değildi. Arsenal orta alanda beynini üstelik kaptanını kaybetmişti.
Fabregas'ın gidişi bir son değil başlangıç oldu Arsenal'de. Kontratının bitmesine bir yıl kalan Samir Nasri, Şeyh Mansur'un serveti ile her futbolcuya atlayan Manchester City'nin radarındaydı. Ona önerdikleri para onu cezbetmeye yetti ve gitmek istiyorum ayaklarına yatmaya başladı. Sözleşmesini uzatmayınca ederinden çok daha düşük bir miktara o da Manchester'ın yolunu tuttu. Onu ayrı bir severim zaten!
Gelelim hainler kulübünün son üyesi Van Persie'ye. Cesc ve Nasri'nin ayrılmasından sonra takımın kaptanı oldu ve geçen sezon 30 gol atarak takımını sırtladı. Arsenal taraftarının gözünde en büyük yıldız oydu artık ve bu sezon onun etrafına eklemelerle özlenen şampiyonluk gelecekti. Transfer döneminde Podolski ve Giroud alındı M'Vila gibi yıldız adaylarında da görüşmelerin son aşamasına gelinmişti. Robin Van Persie bunları yetersiz görmüş olacak ki gelecek planlarım ile Arsenal'in planları uyuşmuyor diye bir bahane öne sürerek takımla sözleşmesini uzatmayacağını açıkladı geçtiğimiz gün. Aslında ayrılmak çok uzun zamandır kafasında vardı ama bu sezon yapılan hamlelerle kesin kalır diyordum. İki sezon önce kontrat uzatma talebini ''2013'e kadar daha çok var şu an bunu düşünmek istemiyorum, oyuna odaklanalım'' demişti.
Gideceği takım Barcelona veya Real Madrid olsa bir nebze içi rahatlayabilirdi takımın ancak sözleşme uzatmayacağını açıklamasının ardından Manchester City ile görüşmelere başladığı haberi yayılınca ben ve benim gibi Arsenal taraftarlarının ona olan kızgınlığı arttı. Para için gitmek yapabileceği en büyük hainlikti... Bu takımın efsanesi olarak anılmak varken, bu takıma borcunu ödemek varken şu saatten sonra pekte ihtiyacın olmayan parayı seçmek neyin kafası Robin? Bu aptallığının, bu beyinsizliğinin sebebi ne? Daha bir kaç gün önce Arsene Wenger senin için ''Ben ona en zor günlerinde destek oldum, omuz verdim ve şimdi onun bize borcunu ödemmesi gerek'' demişken sen hangi hakla gitmeye kalkarsın. Sen sürekli sakatlanıp koltuk değnekleri ile gezerken Wenger senin yaptığın gibi sırtını çevirse şimdi sıradan bir oyuncu olabilirdin. 30 gol attın ama sen Messi değilsin Robin, sana o golleri attıranları satıp gitmeyi neyle açıklıyorsun? Yazıklar olsun... Bi' siktir git Robin, duman ol, kaybol!
Ha unutmadan şunu da ekleyim kayıtlara geçsin. Gittiğin takımda sakatlanıp sezonun yarısını sakat geçirirsen gram üzülmeyeceğim. Yolun açık olmasın RVP, umarım pişman olursun gittiğine...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder