Geçen sezonu baz alarak “Galatasaray ezer “ demenin şu an için hata
olduğunu belirtmemiz gereken bir maç. Geçen sezon olağanüstü bir sezondu. Hatta
genel hatlarla söylemek gerekirse, geçmişin mazi olduğu, her maçın ayrı bir anlam, gelişme
taşıdığı bir yüzyıllık hikayedir. Türkiye’nin en büyük rekabeti.
2011’in karanlık, soğuk bir çarşamba akşamındaydı
Galatasaray’ın aslında psikolojik yenilgiden bir an sıyrılıp rakibini ezmesi,
üstüne liderlik koltuğunu alıp bir daha vermemesi. 1 yıldır ülke futbolunun zirvesinde
olan iki takımın maçında o akşama göre roller tamamen ters. Kafası tamamen
futbolda olan takipçi rolünde Fenerbahçe, üzerinde liderliği kaptırma kaygısı
ile sahaya çıkan taraf ise Galatasaray bu kez. Bu maçın ardından lig için kesin
konuşmak yine yersiz olacak zira önümüzde kocaman bir 18 hafta var, fakat rakibe
net bir mesaj vermek açısından kritik bir maç.
Fatih Terim yıllardır bilinen bir teknik adam.
Kontrollü oynamayı sevmez, daima önde basıp rakibi hataya zorlayıp sonuca
gitmeyi hedefler. Fenerbahçe ise zıt karakterde bir ekip, özellikle
deplasmanlarda. Kocaman’ın Galatasaray gibi yüksek profilli maçlarda, özellikle
Avrupa maçlarında bu yapı ile başarılı olduğunu söylemek mümkün. Avrupa’da ki 5
deplasmanın dördünde kazanan Sarı-Lacivertliler, deplasmanda büyük oynamayı öğreniyor
gibi görünüyor. Fenerbahçe’nin mevcut kadrosunda derbi atmosferinden
etkilenecek çok oyuncu yok, yapı itibariyle bir tek sol kanadın panik yapabileceğini
düşünüyorum. Sarı-Lacivertliler son yıllarda derbilerde hep daha soğukkanlı
kalan ve bu sayede genellikle kazanan taraf oluyordu.
Teknik taktikten ziyade mental olarak daha iyi
olan takım ayakta kalıp avantajı elde edecek bu maçta. Fenerbahçe’yi özellikle
erken gol yemediği takdirde şanslı görüyorum. Bu tip maçlarda kilidi kıracak
etkenler genelde duran/yan toplar ya da uzaktan şutlar olur, en azından
Fenerbahçe açısından. Kuyt, Cristian, Meireles gibi silahlarla bu tip
durumlarda son derece etkili bir Fenerbahçe bekliyorum. Galatasaray’da kilit
isim Umut Bulut.
Fenerbahçe’ye her zaman sıkıntı yaratan Umut önde basarak savunma
yıpratan özellikleriyle Bekir-Yobo ikilisine fazlasıyla zor anlar yaşatabilir.
Galatasaray için kilit nokta ön ikili haricinde de skor katkısı bulmak, geçen
sezon bunu yaptıkları tüm derbilerde avantajı ellerinde tuttular. Bu anlamda
orta alan oyuncularının üretkenlik bakımından bu sezon özellikle sınıfta kaldıklarını
belirtmek gerek.
Galatasaray deplasmanında istediğini alıp
dönmenin yolu sakin kalıp hızlı hücumlarla rakibi vurmak, ya da bireysellikle
sonuca gitmek. Galatasaray deplasmanında oyun kontrolü genelde Galatasaray’da
olur, dominant bir Fenerbahçe beklemek ütopik bir yaklaşım olur. Ama akıllı bir
Fenerbahçe görmek mümkün ki Sarı-Lacivertliler bunu yapabileceklerini
gösterdiler. Kontra-atak yapmanın ne olduğunu unutan Fenerbahçe’nin sakin
kalarak ve bireysel yeteneklerini kullanarak en azından yenilmeden dönmesini
bekliyorum. Galatasaray geçen seneden hala uzakta, kendi benliğini arıyor,
Fenerbahçe ise çok eleştirilse de sonuç itibariyle “basarılı bir ilk yarı
geçirdim” diyebilmenin 180 dakika uzağında!.. Galibiyet Sarı-Lacivertlilerin
havasını değiştirir ve onlar bunun farkında..
Oğuzhan Oğuz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder