Son derece zorlu bir yılı geride bırakan
Fenerbahçe’de 3 Temmuz 2012’de, yani sezon açıldığında taraftarın genel
beklentisi çok yüksekti. Fakat an itibariyle yüksek beklentiler yerini yüksek
endişeye bıraktı.
Bunun nedeni çok basit aslında. Transfer dönemine
hızla giren ve Dirk Kuyt gibi, Mehmet Topal gibi, Egemen Korkmaz gibi, son
olarak da Milos Krasic ve Joseph Yobo gibi deneyimli ve belli bir seviyenin
üstünde olan oyuncuların yanı sıra Hasan Ali Kaldırım ve Salih Uçan gibi takımın
yerli havuzunu gelecekte zenginleştirecek oyuncular kadroya katıldı. Fakat o
takviyelerin yanında bir de boşluk belirdi, zira takımın ikinci kaptanı Emre
ile yollar ayrıldı. Geçen sezon Emre’nin yokluğunda topu üçüncü bölgeye taşımakta
ciddi sıkıntılar yaşayan Fenerbahçe’nin en azından o görevi yapabilecek birini
transfer etmesi bekleniyordu, ki 12 Mayıstan itibaren gelen dedikodular da
bunun habercisiydi.
Hazırlık döneminde çesitli hatalar belirdi.
Aykut Kocamanın ikinci kez yaptıgı kağıt üzeri 4-2-3-1 olarak gözüküp reel
olarak 4-2-4’ye dönme hatası hazırlık döneminin 1 numaralı bombası oldu. Bu
hatayı topsuz oyunda statik olan bir çok oyuncuyla Kadıköyde oynanan Vaslui maçında
tekrarlayınca turu zora sokan Sarı-Lacivertliler, Romanya’daki rövanş maçına topu
taşımada, top rakipteyken alan daraltmada, önde preste ve oyunu merkeze sıkıştırabilmede
önemli rol oynayabilecek iki kanat oyuncusuyla çıkarak turu aldı. Hemen hemen
aynı kadroyla önde pres yapan ve temposu çok daha yüksek olan ezeli rakibi
Galatasaray karşısında ezildi ve Süper Kupayı kaybetti.
Fenerbahçe’nin topu 3.bölgeye taşıma konusunda
ciddi sıkıntıları var, hatta daha net olmak gerekirse hiç bir planı yok. Ön
alanda hafif baskı uygulayan bir takımı bile topla geçemiyor. Pas futbolunu
benimseyen bir takımın geriden top çıkarmak için tek alternatifi sağ beki
olmamalı. Gerekirse kalecisi bile topla oynayabilmeli. Egemen, Bekir hatta
Hasan Ali Kaldırım'a yapılacak herhangi bir baskı direk tehlikeyi beraberinde
getiriyor, nitekim Bekir’in bu konuda çok çok aksadığı ortada. Buna oynarsa
Orhan da eklenebilir. Pas futbolu düşüncesi en azından bu kadro yapısıyla
ütopik. Topu orta alana aktardıktan sonra orta alandan etkili gelebilmenin tek
yönü kanatlar Fenerbahçe için, o da bir noktaya kadar. Zira kanatlara önlem alındığı
an Cristian ve Topal’ın da taşıyıcı özelliği olmadığından oyunun merkezinde tıkanıyor
Fenerbahçe ve sürekli yan ve geri paslara başvurmak zorunda kalıyor. Burada
atletik, delici ve taşıyıcı özelliği olan bir oyuncunun eksikliği çok net beliriyor,
akıllar tabii ki Emre Belözoğlu’na gidiyor. Geçtiğimiz yıllarda Selçuk-Cristian
deneyini sıklıkla uygulayan Aykut Kocaman’ın benzer bir tandemle oynayıp bu
orta saha kurgusunun defolarını hala göremeyip transfer yapmamakta ısrarcı
gözükmesi oldukça ilginç bir durum. Ayrıca Krasic ve Kuyt transferlerinden
sonra verilecek kararları merak ediyorum, yine bir 4-2-4 macerası ciddi sıkıntıları
beraberinde getirecek. Doğru bir mantıkla Caner veyahut Mehmet Topuz'un forma şansı
epey artar, Alex, Krasic, Kuyt, Sow ve Stoch 5’lisinden her maç iki kişi
kenarda oturur.
Biraz da defansif defolara gelecek olursak,
öncelikle önde baskı çok kopuk yapılıyor. Kaptan Alex artık belli bir yaşa
geldi ve yüksek tempolu maçlarda fiziksel olarak aksamaya başladı. Rakip savunma
oyuncuları forveti pas veya dripling ile geçince Alex’e gelene kadar önünde
oldukça fazla boş alan buluyor, bu alanların mantıken karşılığı daha fazla düşünme
ve hamle yapma süresidir. Yani kademe, sırt markajı gibi olaylar aksıyor
Fenerbahçe’nin 3.bölgesinde. Böylelikle rakip çok rahat çıkıp oyunu
Fenerbahçe’ye dikte edebiliyor. Savunma önde başlar ve Fenerbahçe bunu yapamıyor,
pozisyon verirken geri dörtlüden ziyade hücum oyuncularına ve kurguyu yapan
adama hesap sormak daha doğru olur. Aykut Kocaman bu sezon çok ciddi bir sınavdan
geçiyor. Artık zaman zaman kalkan olan 3 Temmuz süreci yok ve kimsenin bahanesi
yok. Fenerbahçe bu sezon başarılı olmak zorunda.
Bu saydığım sorunların tamamı bir tek
transferle çözülmez ama o transfer sorunu çözme yolunda ciddi bir araç
olabilir. Spartak Moskova karşısında şanslar çok az olmayabilir ama uzun vadede
transfersiz ve süregelen anlayış Fenerbahçe’yi çok zorlayacaktır. Sanırım
transfer dönemi sonrası net birseyler söylenebilir ama şu anki Fenerbahçe uzun
maratona hazır değil...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder