20 Temmuz 2012 Cuma

Adrenalin... Kaldığı Yerden: Toyota GT86

Toyota’nın 50 yıllık spor otomobil birikimini, heyecan verici tasarım özellikleri ve üstün sürüş keyfiyle birleştiren Toyota GT86 Türkiye’de!

Spor otomobilde tutkunun yeni adı olan arkadan itişli Toyota GT86, sürücüsü ile bütünleşerek gerçek, saf ve eğlenceli sürüş keyfini garanti ediyor. Dünyada sadece Toyota’da sunulan önden yatay (boxer) motor ve arkadan itiş özelliklerinin hayat bulduğu sürücü odaklı Toyota GT86, aynı zamanda dünyanın en kompakt 4 kişilik spor otomobili olarak tüm dikkatleri üzerinde topluyor. Toyota GT86, yere yakın olan ağırlık merkezi ve aerodinamik tasarımıyla heyecan ve sürüş keyfi arayanlara hitap ediyor.

Toyota GT86 ultra hafif gövdesi, kompakt 4 kişilik tasarımı, mükemmel dış tasarımı ve içeride ayrıntılara verilen önem ile sürüş keyfini en üst seviyede yaşatırken, spor otomobil zevkini de geniş kitlelerin erişimine sunuyor. Toyota’nın D-4S teknolojisiyle üretilen 2,0 lt atmosferik boxer motoru ile 200 HP güç ve 205 Nm tork sunan GT86, 6 ileri otomatik vites modellerinde 7,1 lt/100 km yakıt tüketimi ve 164 g/km CO2 salımı ile ekonomik ve çevre dostu sürüşe verdiği önemi de ortaya koyuyor. GT86’da ayrıca ABS ve devre dışı bırakılabilen VSC ile GT86’nın üstün aerodinamik özellikleri sayesinde sürücüler kişisel sürüş kabiliyetlerini ortaya çıkarma fırsatını da bulabiliyorlar. GT86’da sunulan VSC SPORT seçeneği ise dengeden ödün vermeden aracın dinamik sınırlarının keşfine imkan tanıyor.

Toyota GT86 İstanbul Park’ta yapılan lansmanla Türkiye’de satışa sunuldu. Toyota GT86’nın turuncu, kristal siyah, saten beyaz ve şimşek kırmızı olmak üzere 4 farklı renk seçeneği bulunuyor.

Toyota GT86’yı daha yakından keşfetmek için www.adrenalinkaldigiyerden.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Tüm yeniliklerden anında haberdar olmak için Toyota’yı Twitter’dan takip edin: https://twitter.com/Toyota_Turkiye

Bir bumads advertorial içeriğidir.

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Mola!

Son bir ayda hayat oldukça zorluydu benim adıma. Haziranın sonunda bütlerle başladık ve okulu bitirme telaşı sardı, sonunda başaramayacağımızı anlayınca  yaz okulu için gecenin bir yarısı Sakarya'ya gittik ve kayıt olduk. O günün akşamı hoca şaka yapar gibi seni geçirdim diye mesaj atınca seviniyim mi yoksa üzülüyüm mü bilemedim. Okula yatırdığım üç yüzlük banknot geri alınamıyordu! 10 gün içinde 5 farklı şehir ve kilometrelerce yol kat etmeme rağmen okulu tek derste bitirme ihtimali beni mutlu ediyordu.

7 Temmuz'da gecikmeli de olsa okulu resmi olarak bitirdim ve aynı gün hayatımın geri kalanını belirleyecek olan kpss sınavına girdim. Bu ikisi benim için bu tarihi önemli hale getirse de zaten önemliydi benim için. Aynı gün hayatı paylaşmanın ne olduğunu öğrenmenin 5. yılıydı ve artık bundan sonraki hayatımın ilk günü.

İşin özü artık öğrenci damgası taşımadığım için bloga yazmayı yaklaşık bir hafta önce bıraktım. Şifayı kaptığım içinde bu yazıyı biraz geç yazdım. Şu sayfalar sayesinde çok insanla tanıştım, yeni dostluklar kurdum. Olumlu da olumsuz da eleştiriler aldım, bazen küfür de yedim ama güzel bir tecrübeydi. Mutlu oldum buraya yeni bir şeyler eklerken. Şimdi biraz gelecek kaygısı gütme zamanı! Aslında hiç bana göre değil böyle şeyler ancak malum bir yerden başlamak lazım, hayat şartları bunu gerektiriyor. Beni mutlu edecek bir iş bulur ve hayatı düzene oturtursam eğer elbette döneceğim. Ha bu ne zaman olur işte onu hiç bilmiyorum... Twitter'da paslaşalım! twitter.com/TottiBlog