2 Aralık 2011 Cuma

Mendes'in Adamı Carvalhal !!!


Sezon başında Yıldırım Demirören Jorge Mendes işbirliği ile Beşiktaş'a kazandırılan yıldızlara ek olarak Benfica'dan Sidnei ve Manchester United'dan Bebe kiralık, Atletico Madrid'ten de Julio Alves ise bonservisinin yarısı alınarak kadroya katıldı. Bebe'nin uzun süreli sakatlanmasından sonra Schalke'den Edu yine Mendes aracılığıyla kiralandı. 

Şike sorusturmasının patlak vermesi ve Teknik Direktör Tayfur Havutçu'nun tutuklanması ile teknik direktör arayışları başladı ve yine Mendes'e başvuruldu. Portekizli menejerin önerisi ile Carlos Carvalhal takımın başına geçti.

Beşiktaş'ın ligde kötü gitmesi ile UEFA Avrupa liginde de 3 maçta sadece Maccabi maçının kazanılması ile Mendes'in adamı Carvalhal'a eleştiriler çoğaldı. Bir de üstüne Portekiz çetesi var takımda Carvalhal vatandaşlarını koruyor her durumda oynatıyor eleştirileri ayyuka çıktı.

Hoca değil denilen Carvalhal'ın takımı önce Kiev'i yendi sonra Galatasaray'ı elinden kaçırıp, deplasmanda Trabzon'u son olarak da Maccabi'yi yendi. İşin garibi Mendes'in adamı Carvalhal bunları yaparken Guti'yi sildi, Fernandes'i silkeledi. Sidnei kulübeye mahkum olurken Alves 1 dakika şans bulabildi. Edu ise A2 takımında başarıyla oynuyor!

***

Bu yazıyı yazdıktan sonra BJK Ordu'yu ve Manisa'yı yendi. Belediye ile berabere kalıp Stoke'u yenerek gruptan lider çıktı. Carvalhal şimdi kral oldu ama hala Tayfur teknik direktörümüz diyerek ona moral verip Portekizliyi aşağılamak olmuyo yalnız!

30 Kasım 2011 Çarşamba

Lokavt'ın Bitmesi ile Birlikte Elde Kalanlar | D-Will ve 8 Numarası


NBA de lokavtın sona ermesi ile birlikte Avrupa'ya kısa süreli tatile gelen yıldızlar evlerine dönmeye başladı. Bizim ligimize de kısa bir dönem de olsa heyecan kattıkları için onlara minnetarız. Fenerbahçe Ülker'e sadece EuroLeague için katılan Sefolosha, Marco Thomas'ın sakatlıktan dönmesi ile yeri doldurulabilir bir yıldız. Aynı şekilde Kerem Gönlüm'ün sakatlığında kadroya katılan Efesli Ersan İlyasova da çok büyük kayıp olmayacaktır. Gerçi kısa süre sonra Bucks tarafından serbest bırakılıp Efes'e dönme ihtimali yüksek. Zaza Pachulia Galatasaray'a büyük katkı yapsa da yokluğu ile mücadele etmeleri çok zor olmayacak ancak; konu Beşiktaş olunca orada biraz durmak lazım işte..

Beşiktaş'ın şu ana kadar Avrupa da ve Beko Basketbol Liginde başarılı olmasını sağlayan iki ana faktör olan Deron Williams ve Semih Erden artık olmayacak. Bu da demek oluyor ki yeniden bir yapı kurmak zorunda kalacaklar ve işin kötü tarafı sezonun devam ediyor olması. Kısacası 'dereyi geçerken at değiştirecek Beşiktaş...' 

D-Will ve Semih'li kadrosu iile şampiyonluk adaylarından biri olarak gösterilen Beşiktaş'ın şu kadro yapısı ile play-off'ta ilk turu geçmesi zor görünüyor ancak bakalım ilerleyen günler bize ne gösterecek.


Dün gece Eurochallenge'da ZZ Leiden ile oynanan maçın öncesinde D-Will taraftara veda ederken BJK yönetimi onu onurlandırdı ve 8 numaralı forması emekliye ayrıldı. Siyah Beyazlı forma ile 12 maça çıkan Deron, Eurochallenge'da oynanan Göttingen maçında 50 sayı atarak tarihe geçti.

Şimdi asıl soru şu: Formanın emekliye ayrılması için bütün bunlar yeterli mi?
Beşiktaş'ın Türkiye Basketbol Liginde ilk ve tek şampiyonluğunu 1974-75 sezonunda yaşadı. Aramızda o şampiyon takımdan bir oyuncunun ismini bilen var mı? Sadece bir kaç maça çıkarak forma emekliye ayrılıyorsa o takımın oyuncularına ne yapılması gerek bilmiyorum. 

Deron Williams Türkiye'ye gelmiş en büyük yıldızdır ve muhtemelen de uzun süre öyle kalacaktır. Daha önce İverson'ı da Türkiye de izlemiştik ancak onun durumu biraz Fenerbahçe de bir dönem forma giyen Roberto Carlos gibi.. Memlekette herşey futbol üzerinden konuşulduğu için bunun üzerinden örnekle konuyu kapatalım. GS Metin Oktay'ın formasını emekli etmiş olsaydı eğer Hagi geldiğinde 10 numaralı formayı giyemezdi. Fenerbahçe Aykut Kocaman, Rıdvan veya Anelka'nın formasını emekli etmedi. Alex'in formasını da etmeyecek.. Beşiktaş Queresma giderken 7 numara rafa mı kalkacak?


Son olarak NBA'in gelmiş geçmiş en büyük oyuncusu kabul edilen Michael Jordan'ın forması takımı ile 6 şampiyonluk yaşayıp, 5 normal sezon, 6 play-off'lar MVP ödüllerini kazandıktan sonra emekliye ayrılmıştı. Bu dönemde 10 kez sayı kralı olurken kariyerini 30,1 sayı ortalaması ile bitirmişti. Bunları çok iyi bilen D-Will formasının emekliye ayrılma kararından sonra muhtemelen içinden şunları söylemiştir:  'Burada bir tam sezon oynasam herhalde kulübün anahtarını bana verirlerdi, Tanrı Amerika'yı korusun'

29 Kasım 2011 Salı

Frikik için Taş-Kağıt-Makas



Bundesliga'da bu hafta oynanan Köln-Mönchengladbach maçında ilginç bir olay yaşandı. Maçın 47. dakikasında Mönchengladbach frikik kazandı ve topun başına takımın iki yıldızı Marco Reus ve Mike Hanke geçti ancak kimin kullanacağı konusunda bir karar varamayınca ilginç bir yola başvurdular ve 'taş-kağıt-makas' oynadılar!

İlk denemede iki isim de kağıdı seçti ve yenişemedi. İkinci denemede ise Hanke makas Reus taşı seçince kazanan genç Reus oldu ve topun başına geçti. Maçtan sonraki açıklamada 'kimseyle dalga geçmedik Hanke 2 gol atmıştı ve 2-0 öndeydik bu yüzden bende gol atmak istedim ancak olmadı' dedi. Maçı Mönchengladbach 3-0 kazandı.

Olayın videosunu izlemek için tıklayın

28 Kasım 2011 Pazartesi

Bahaneler ve Hakemler | 12. Hafta


Bu hafta olaylı Galatasaray - Sivas ve Trabzonspor - Beşiktaş maçları geride kalırken konuşulanlar yine hakemler oldu. GS ikinci başkanı Ali Dürüst maçtan sonra hakemler kararlarında haklıydı oyunculara gereken cezaları verecez dedi. Bir iki hafta önce aynı hakemleri yerden yere vuran kişide aynı isimdi. Şimdi asıl soru şu: GS bu maçı puan kaybı ile tamamlasa acaba yine hakem haklı denir miydi? Hiç sanmıyorum..

Derbinin hakemi Fırat Aydınus hakem yorumcuları ve spor yazarlarından tam not alırken, Trabzonspor yöneticisi Hasan Yener'in hışmına uğradı. Yener gollerinin iptal edildiğini ve Hilbert'in kırmızı kart görmesi gerektiğini söylerken Avrupa'da ki hakem standartına ulaşamadık dedi. Kaybedilen maçtan sonra tepkinin kendilerine değil hakeme yönelmesini sağlamak için en iyi yol bu oldu canım Türkiye'mde.. Son olarak Hasan Yener'le ilgili son sözüm: Bundan bir kaç ay önce Benfica ile oynanan ve kaybedilen Şampiyonlar Ligi eleme maçı sonrası da Avrupa'da ki hakemlerden şikayet etmiş bizim ligde ki hakemlerimize haksızlık yapıyoruz demişti.

Daha fazla yoruma gerek yok sanırım... 

Garry Speed | Premier Lig'de 500 maç!

Hayatını kaybeden Galli yıldızın hayatından kesitler...

Bu pazar sabahı futbol dünyası Galler Futbol Federasyonu'nun Garry Speed'in evinde ölü bulunduğunu açıklaması ile sarsıldı. 42 yaşında olan Speed Galler Milli Takımını çalıştırıyordu ve takımın başında bulunduğu dönemde çıktığı maçların yarısını kadar başarısı göstermiş; FİFA sıralamasında 117. sıradan 45. sıraya kadar yükseltmişti.


Kariyerine 1988'de Leeds United'da ön libero olarak başlayan Speed 1. ligde şampiyonluk yaşadıktan sonra Newcastle ile Şampiyonlar Liginde mücadele etti. Kariyerin sonlarında Bolton'da ününü artıran Garry, Sheffield United forması ile futbolu bıraktı.

Galler'in efsane futbolcularından birisi oldu ve Milli Takımla 85 maça çıktı. 2010 yılının Aralık ayında BJK'den tanıdığımız John Benjamin Toschack'ın yerine Milli Takım teknik direktörlüğüne getirdi.

Bay İstikrar | Speed, 1990'da ilk maçına çıktıktan sonra Galler'in değişilmez ismi olmuştu.


Başarının tadı | Ön libero olarak Leeds'in 1992'de son lig şampiyonluğunu kazanmasında rol oynamıştı.


Örnek oyuncu | Speed, Leeds'ten ayrıldıktan sonra Everton'da kaptanlık pazubandını takmıştı.


Gerçek beyefendi | Galli oyuncu, FA Cup yarı finalinde mağlup ettikleri Sheffield'lı Graham Stuart'ı teselli ediyor.


Wembley acısı| Speed'in takımı üst üste ikinci kez FA Cup finali kaybetmişti.

Orta saha savaşçısı | Newcastle United'ın Şampiyonlar Ligi'ne gitmesini sağlamıştı.


Milli takıma veda | 2004'te 85 defa giydiği Galler formasına veda etmişti.


Mucize kaptan! | Speed, Bolton'un üst üste üç sezon ligi ilk 10'da bitirmesini de sağlamıştı.


Rekor kırıcı! | Premier Lig'de 500 maça çıkan ilk oyuncu olmuştu.


Günün sonu | Veteran oyuncu, sakatlık sorunları nedeniyle futbolu bırakmak zorunda kalmıştı.


Zorlu görev | İlk teknik direktörlük deneyimini 2010 Ağustos'unda Sheffield United'ın başına geçerek yaşamıştı.


Hayallerinin işi | Speed, 2010 Aralık'ında John Toschack'ın yerine Galler Milli Takımı'nı çalıştırmaya başlamıştı.


Gençliğe güven | Speed, Aaron Ramsey'yi Galler'in en genç kaptanı yapmıştı.


Muhteşem dokunuşlar | Ülkesinin FIFA Dünya Sıralaması'nda 117. basamaktan 45. basamağa yükselmesini sağlamıştı.

Not: Fotoğraflar goal.com'dan alınmıştır.

27 Kasım 2011 Pazar

Bayern Münich'in Maestro'su: Schweinsteiger



Bastian Schweinsteiger, bu isme artık dünya üzerinde bilmeyen yoktur sanırım. Şu anda hem Alman Milli Takımı hem de Bayern Münich için en kilit oyuncu durumunda. Löw'ün ilk 11'e yazdığı ilk isim O'dur muhtemelen, keza Heyckens içinde öyle. Euro 2008 öncesi Bayern'in genellikle sol kanadı ihtiyaç olduğunda da sağ tarafta görev alan Schwein'i Avrupa Şampiyonası ile birlikte orta sahanın merkezine geçerek çok farklı bir karaktere büründü ve bu mevkide dünyanın en iyi oyuncularından birisi haline geldi.

Euro 2012 elemelerinde 10'da 10 yapan Alman Milli Takımı ve sezona evinde Mönchengladbach maglubiyeti ile başladıktan sonra oynadığı 10 maçta gol dahi yemeden kazanan Bayern'in maestro'suydu. Kasım ayının başında sakatlandı ve 2011 onun için sona erdi.

Yerine Gustavo ve Timoschuk ikilisi denendi öncelikle ancak bu ikili kanatlarda Ribery ve Müller ikilisini yeterince topla buluşturamadı. Gomez'i besleme ve hızlı top dolaşımını da yeteri kadar beceremediler. David Alaba bir başka seçenek olarak denendi ancak; bu formülde pek başarılı olmadı. Dortmund maçında Robben'in dönüşü ile birlikte Kroos merkeze çekildi ve Alaba ile orta sahayı tutmaya çalıştılar ancak bu formülde işe yaramadı ve Dortmund sahadan galibiyetle ayrıldı. Son olarak bugün ki Mainz maçında Alaba ve Gustavo ile başladı sonuç yine hüsran ve Bayern kan kaybetmeye devam etti.


Bayern Münich'li eski oyuncu Willy Sagnol Gomez'e bişey olursa alternatifi yok, tek vazgeçilmez O demişti ancak gözardı ettiği gerçek Mario'nun attığı 13 golde çok fazla payı olan Bayern'i pozisyona sokan atakların temelini atan isim Bastian Schweinstegeir.. 

Heynckess bu soruna bir çözüm bulamazsa en azından yıl sonuna kadar işinin zor olduğu kesin..

Mustafa ARSLAN


Ruhr Derbisi | Dortmund-Schalke


Ülkemizde fazla sayıda derbi maça şahit oluyoruz her yıl. Bizim dışımızda Avrupa da sezon boyunca birçok derbiyi de takip ediyoruz. Man. City-Man Utd, Arsenal-Tottenham, İnter-Milan, Roma-Lazio bnlardan bazıları.. Fark edeceğiniz üzere neredeyse Avrupa'nın her büyük liginden maç sayarken Almanya'dan her hangi maçın adını vermiyoruz. Almanya'nın tek dişe dokunur derbisi Ruhr derbisi yani Dortmund-Schalke...

Bu derbinin hak ettiği saygıyı görmemesinin nedenini iki takımın aynı anda zirvede olmayı pek başaramaması olarak açıklayabiliriz. Bayern Münich-1860 Münich derbisinden farklı kılan yanı ise takımlarını desteleyecek taraftarın her zaman bulunması ve güç farkının çok açık olmaması.


Şu günlerde iki takımda yukarılarda iken maçlar daha da heyecanlı hala geldi. Geçen yıl Schalke Şampiyonla Liginde yarı final oynamıştı bu yıl  ise aynı ligde Dortmund mücadele ediyor. Bu iki takımın da en son beraber zirvede olduğu yıl 1997 idi. O yıl Dortmund Şampiyonlar ligi kupasını kaldırırken, Schalke o zaman ki adı ile UEFA kupasını müzesine götürüyordu. Almanya'nın en büyük derbisinin tarafları Avrupa'nın iki büyük kupasını kazanırken o yıldan sonra rekabet daha da artıyor ve ertesi sezon ilk karşılaşmaları tarihe geçecek bir maça sahne oluyordu. Maçın doksanıncı dakikasında atılan gol skoru tayin ederken golü atan oyuncu bir hayli ilginçti. O dönem Schalke'nin kalecisini koruyan adam Jens Lehmann...


Mustafa Arslan

Mourinho'nun yardımcısı Guardiola!


Frank Rijkaard'ın Barça'dan ayrılmasından sonra gündeme gelen teknik direktörlerden biri de Mourinho'ymus. O zamanlar ikinci başkan olan Marc İngla Mou ile bir görüşme yapmış ve o görüşmeyi daha sonra şu şekilde anlatmış: Mou bana sistemimizi nasıl geliştireceğini sunumlarla anlattı ve yardımcı adaylarını açıkladı. Onlar Guardiola, Luis Enrique, Albert Chapi Ferrer, ve Sergi Barjuan...

O gün bunlar kabul edilse şu an Mou'nun önündeki en büyük engel Barcelona'nın hocası Guardiola Mourinho'nun yardımcısı olabilirmiş. Morinho'yu dünyada çok seven ve nefret eden binlerce insan var. İşin tuhaf tarafı sevenlerinde nefret edenlerinde sebebi aynı; kibir, sert açıklamalar, medya ile ikişli...

Onu Barça teknik direktörü yapmayan şey de buymuş. İngla Mou'nun değişmeyeceğini ve hep aynı kalacağını söyleyerek Onun seçilmesini engellemiş. Daha sonra ki hikaye bilindik. Guardiola takımın başına geçer ve onunla beraber Barça tüm kupaları toplar...

Bugün şöyle bir bakınca bu işin gerçekleşmemiş olması herkes için iyi. Dünya'nın en çok izlenilen maçı Barça-Real ve maçtan günler önce medyaya verilen demeçler ve maç sonu yapılacak açıklamalar Dünya Kupası finalinden bile fazla reyting alıyor. Bu maçları şölen havasında sunan yayıncıları da unutmamak gerek...

Mou kendi yolunu çizip dünyanın en iyi teknik direktörü olarak, dünyanın en iyi takımını durdurmak için Real'in başına geçerken; durdurulması gereken takımın teknik direktörü Guardiola idi. Sanırım Mou'nun Barça için seçilmemiş olmasıbu iki adam içinde harika olmuş. E tabi bizim içinde...