5 Temmuz 2013 Cuma

Röportaj | Fırtınalı Kariyer | Ümit Ozan Kazmaz

“İyi de oynasam, kötü de oynasam küfür ediyorlardı. Gol atıyordum gene küfür yiyordum. Artık ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir gün penaltı kaçırdım, arabamı tekmelediler.” Bu cümleler Ümit Ozan Kazmaz’a ait. Çaykur Rizespor’un efsane oyuncularından Ümit Ozan Kazmaz ile Türk futbolunu A-Z ye konuştuk.

DEVAMINI OKU >>>

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Neden Özel Biri? | Zeljko Obradovic

- Gelecek sezon Türkiye’ye gelecek misiniz?
- Gelmek isterim, ancak bir sonraki sezon sonra mı iki sezon sonra mı olur bilemem.
Yukarıdaki diyalog, 13.05.2012 tarihinde, İstanbul’daki Final Four’da, Panathinaikos-Barcelona maçının ardından Zeljko Obradovic ile bir gazeteci arasında yaşandı. Obradovic, sezon sonunda Fenerbahçe ile görüştü fakat hem maddiyat hem de yetki konusunda bir takım anlaşmazlıklar sebebiyle görüşmeler olumlu sonuçlanmadı. Sonrasında takımın başına Simone Pianigiani getirildi. 2012-13 sezonu, devre arasındaki Türkiye Kupası başarısını ayrı tutarsak Fenerbahçe için kabus gibi sona erdi. Fenerbahçe idarecileri, geçtiğimiz sene yarım kalan hesabı kapatmak ve bir rüyayı gerçekleştirmek anlamında tekrar Obradovic’in kapısını çaldı. Görüşmeler 1 ay boyunca devam etti, biz de bu görüşmeleri Alexander Raskovic’in Twitter’da paylaştığı imalı cümleler ile takip ettik. Obradovic’in talep ettiği yıllık ücret 4 Milyon Euro’ya vardı, bu paranın içinde Dimitris Itoudis’in alacağı miktar da vardı. İstenilen ücret kulübe çok fazla geldi, alternatiflere yönelindi. Itoudis’in 2 gün önce Banvit ile anlaşmasını fırsat bilen Fenerbahçe idarecileri tekrardan efsane koçun kapısını çaldı ve bu sefer işi bitirdi. Zeljko Obradovic, 1 yıl önce “1 ya da 2 yıl, orasını bilemem” dedi. 2 yıl sonra gelmek istediği ülkede Fenerbahçe’nin başına nihayet oturdu.

U20′de Grupların Ardından

U20 Dünya Kupası’nda grup aşaması sona erdi. 36 keyifli maça sahne olan grup maçları sonunda 16 takım ikinci tura adını yazdırmayı başardı. YarıSaha yazarları olarak, tüm grupları detaylı biçimde inceledik.
A GRUBU
Turnuva başlamadan önce, şampiyonluk yolunda favori gördüğüm iki takımın da olduğu enteresan bir gruptu A grubu. Fransa kadrosuyla grup özelinde de, turnuva özelinde de en favori takımlardan birisi konumundaydı. Fakat maçlar oynandıkça aslında İspanya’nın Fransa’ya nazaran daha komple bir takım olduğu, kimin oynadığının önemli olmadığı, sistematik bir yapıda oldukları apaçık gözüküyordu. Hoca faktörü de İspanyollardan yanaydı bu iki takımı karşılaştırdığımızda. Mankowski’nin ne yaptığını anlamadığım zamanlar oluyordu şüphesiz ama Lopetegui her zaman takımının arkasında olan, her hareketiyle takımına kenardan güven veren bir isimdi. Nitekim beklenen oldu ve gruptan İspanya ile Fransa arka arkaya çıkmayı başardı. En iyi üçüncülerden birisi de bu grubun renkli takımı Gana oldu ve bir üst tura çıkmaya hak kazandı. Turnuva şampiyonunun çıkacağı grup olarak nitelendirdiğim grup olan A grubunda, İspanya üçte üç yapıp aldığı 9 puanla bu tezimi doğrularken, Fransa tam anlamıyla bu söylemlerimi karşılayacak performansa bir türlü ulaşamıyordu. Gana ise gücünün yettiğince, atlet oyuncularının çokluğunu avantaja çevirdiği maçlar sonunda 3 puanla bir üst tura çıkmayı başarıyordu. ABD ise benim beklentilerimin altında kalarak aldığı 1 puanla grubu sonuncu tamamlıyor ve benim için hayal kırıklığım oluyordu.
TAKIM DEĞERLENDİRMELERİ
İSPANYA
İspanya öyle kompakt bir takım ki, kadroda kim olursa olsun sahaya çıkan 11 kişi de aynı çizgide oynuyor. Tam bir sistem takımı. Turnuva öncesinde ‘A takımdaki abileri gibi oynamaya çalışıyorlar’ diyorduk sözlerimizde. Fakat bu çocuklar abilerinden bir işi daha farklı ve daha iyi yapıyor aslına bakılırsa. O da orta sahadaki pas trafiğinde topu eveleyip gevelemeden bir an önce 3. bölgeye taşıyıp gol tehlikesi yaratacak potansiyele sahipler. Oliver Torres’in önderliğinde gruptan 3′te 3 yaparak lider çıkan İspanyollar, açıkçası bu performanslarıyla da turnuva özelinde şampiyonluğa en yakın gördüğüm takımlardan birisi oluyordu. Oliver Torres ve Jese Rodriguez’in üst düzey performansları devam ettiği sürece açıkçası bu takımı yenmek zor olacaktır. Deulofeu gibi bir oyuncuya neden değinmiyorsun diyenleri duyar gibiyim. Deulofeu çok üst düzey bir oyuncu. Belki de bu turnuvanın en yetenekli 3-4 isminden birisi fakat o konuda takımda bir sıkıntı olduğu görüşündeyim. Son maçta oynamadı ve İspanya onsuz da rahatça maç kazanıp, iyi bir oyunla maçı tamamlamayı başardı. Eğer önümüzdeki maç olan Meksika maçında da Deulofeu 11′de olmazsa bu ‘sıkıntı var’ tezimin daha güçleneceğine inanıyorum. İspanya ile ilgili sözlerimi tamamlarken, turnuvadaki yeni şampiyonluk adayımın İspanya olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
FRANSA
Zouma, Umtiti, Digne, Pogba, Thauvin, Areola,Sanogo ve dahası.. FM oynamıyoruz, Wonderkid listesi de saymıyorum. Bu isimler hepimizin turnuva öncesinde Fransa kadrosunda bir bir gözümüze çarpan yıldızlardı. Fakat enteresandır, bu takım bir türlü isteneni turnuvanın geri kalan bölümünde sahaya yansıtamıyordu. Gana maçının ikinci yarısını bir kenara ayırıyorum. O maç dışında açıkçası bu yıldızlardan beklediğimiz oyunu bir türlü izleyemiyorduk. Umtiti ile Zouma’nın oynanan maçlar içindeki uyumsuzluğu, bir defans oyuncusunun yapmaması gereken hatalar ve sonucunda yenilen goller, Pogba’nın sarı kart sorunu, Sanogo’nun hayal kırıklığı olarak nitelendirdiğim performansı aslında bu beklenilen Fransa’nın gelmemesindeki etkin rollerden birkaçı oluyordu. Hayal kırıklığı diyorum ama o Sanogo bu yazıyı yazmadan önce gözüme çarpan bir haber sonunda Arsenal’e transfer olmuş. Aslında ilk satırlarda demek istediğim de buydu. Böylesine potansiyelli oyunculardan kurulu, genç yıldızlara sahip bir takımdan çok daha fazlasını bekliyoruz biz futbolseverler. Şu ana kadar istenilen tadı alamadık Fransızlardan. Bakalım turnuvanın ilerleyen maçlarında bizlere neler gösterecekler? 
DEVAMINI OKU >>>

1 Temmuz 2013 Pazartesi

İBB’nin Orta Sahadaki Dinamosu | Zeki Korkmaz

Yıllardır yaptıklarıyla Süper Lig’in dominant takımlarından olmayı başaran, fakat bu sezonki kötü başlangıcın ardından kendini birden ligin son sıralarında bulup, son haftalardaki mücadelesine rağmen ligde tutunamayan İBB’nin, lige çıktığı ilk günden beri takımın önemli isimlerinden olan, orta sahanın dinamosu Zeki Korkmaz ile yapıyoruz sıradaki röportajımızı.

Öncelikle sondan başa doğru bir çizgide giderek röportajımızı yapalım istiyorum. Son senelerde İstanbul takımları başta olmak üzere çoğu takımın korkulu rüyası olan, belli bir çizgiyi tutturup her sene o istikrarla ligde mücadele eden İBB, bu sezon neyi eksik yaptı da PTT 1. Ligi’ne düştü?
Uzun yıllardır bu takımın içerisindeyim. Süper Lige çıktığımız andan itibaren hep Abdullah Hoca ile çalışmıştık. Belli bir sistemimiz vardı. Fakat Abdullah Hoca’nın takımdan ayrılmasından sonra yeni gelen hocalar haliyle sistemimizi değiştirdi. Oyuncu ve hocalar arasında da ufak tefek sıkıntılar oluyordu eskiye nazaran. Bu mevcut yaşanan durumlar sonunda PTT 1.Ligi’ne düştük fakat aynı iskeletimizle bu sezona başlayacağız ve hedefimiz yine Spor Toto Süper Lig.
Carvalhal döneminde pek fazla forma şansı bulamadın. Fakat Bülent Korkmaz hocalığa geldiği andan itibaren Sivasspor maçıyla aldığın formayı aralıksız tam 11 maç giydin. Sence iki hocanın seçimindeki bu farklılık neden kaynaklanıyor?
Her hocanın kendine has bir sistemi vardır. Oynamadığım dönemlerde sanıyorum ki Carvalhal’e o güveni fazla verememişim ki çok fazla forma şansı bulamadım. Fakat Bülent Hoca geldikten sonra aralıksız 11 maç oynadım ardından bir sakatlık dönemim oldu o yüzden maçlara çıkamadım.
Peki Carvalhal hakkında neler söylemek istersin?
Carvalhal insanı açıdan tek kelimeyle muhteşem biri. Aynı şekilde kamuoyunun aksine saha içinde de hoca olarak iyi olduğunu düşünüyorum. Fakat neden yapamadı derseniz, Türk Futbolu’nu ve Türk oyuncuları Carlos’un iyi tanımadığını düşünüyorum. Bir de Türkiye’de takımlar sezon öncesi iyi ve belli bir seviyede çalışırlar fakat Carvalhal döneminde yaptığımız antrenmanlarda sıkıntılarımız vardı. Hoca antrenmanların bize yettiğini düşünüyordu fakat bu böyle olmadı. Kamp döneminin hemen akabinde çok fazla sakatlık yaşadık. Bu da onun başarısız olmasındaki etkenlerden bir tanesi diyebilirim.

DEVAMINI OKU >>>