25 Ağustos 2012 Cumartesi

FC Loyaltl


Hafta Sonu Futbol

25 Ağustos Cumartesi
14:45 Swansea - West Ham @Lig Tv 3
15:00 Zenit - Rubin Kazan @Lig Tv 2
16:00 Boluspor - Adana Demir @Trt Spor
16:30 G.Fürth - Bayern Munih @Trt Haber / Trt HD
17:00 Manchester United - Fulham @Lig Tv 3
17:00 Tottenham - WBA @Lig Tv 2
19:00 Sivasspor - Mersin İdmanyurdu @Lig Tv
19:30 Chelsea - Newcastle @Lig Tv 2
19:30 E.Frankfurt - Leverkusen @Trt Haber / Trt HD
20:00 Orduspor - Eskisehirspor @Lig Tv 3
21:45 Stuttgart - Wolsburg @Trt Haber / Trt HD
21:45 Akhisar - Genclerbirligi @Lig Tv 2
21:45 Fenerbahçe - Gaziantepspor @Lig Tv
21:45 Ajax - NAC Breda @S Haber

26 Ağustos Pazar
15:30 Stoke City - Arsenal @Lig Tv 3
16:00 Kartal-Göztepe @Trt 1
17:30 Groningen - PSV @S Haber
18:00 Liverpool - Manchester City @Lig Tv
18:30 Hannover 96 - Schalke 04 @Trt Haber / Trt HD
19:00 Bursaspor - İstanbul BSB @Lig Tv 3
20:00 Osasuna - Barcelona @Ntv Spor
20:00 Trabzonspor - Elazığspor @Lig Tv 2
20:00 Rizespor - Gaziantep BŞB @Trt 3
21:45 Beşiktaş - Galatasaray@ Lig Tv
22:00 Getafe - Real Madrid @NTV

27 Ağustos Pazartesi
20:00 Karşıyaka - Manisa @Trt 3
21:00 Antalyaspor - Kayserispor @Lig Tv
23:00 Atletico Madrid - Athletic Bilbao @Ntv Spor
Kaynak: Tribün Dergi

Alex Açmazına Sosyal Medyanın Bakışı

Grizgahı uzatmadan direk konuya girecem zira artık sağır sultan bile biliyor bu ikilinin arasında esen soğuk rüzgarları..

Alex-Aykut savaşlarının devam filmi bu sezonun başında Kocaman'ın ''Alex'i bu sezon ekonomik kullanacağız.'' açıklaması ile yeniden gündeme oturmuştu. Spartak Moskova maçında yedek kalacağı konuşulmuş ve nitekim öyle olmuştu. Ama çoğunluk maç öncesinde de sonrasında da Alex'in yedek kalmasını doğru karar olarak yorumlamıştı. Antep maçıyla sahalara döner derken Alex twitterdan ''beni kıskanıyor'' mealine sahip o cümleyi kurdu ve işler değişti...

Şimdi sosyal medyada herkes olayı tartışıyor herkes kendi kafasından bir şeyler uydurup sallıyor. Sosyal medya destekli, biraz da hayali onların gözünden olayı yazacam. Biraz saçma olabilir ama zaten durum yeterince saçma değil mi? Tekrar bunları sizin yazdığınızı hatırlatıyor ve  başlıyorum!

Aykut Kocaman olsam!
Yıllar önce kovularak gittiğim kulübe sportif direktör olarak dönmüşüm. Alex'e gıcığım ve takıma 10 katkısı olsa 11 zararı olduğunu düşünüyorum. Dünya futbolunda kalmamış Alex gibisi iyiyken iyi de takım ona muhtaç oynuyor. Sonra bu adam kaptan ama kampa geç geliyor! ''Bah hele sen kaptansın nasıl geç gelirsin'' diyorum kimse beni iplemiyor, Alex'e destek veriyor. Halbuki ben haklıyım ama taraftar ona tapıyor ve o da bana gıcık olmaya başlıyor.

Sonra teknik direktör oluyorum. Artık Alex'le daha samimiyiz. Aslında iyi çocuk ve mantıklı konuşuyor ama burayı henüz tam öğrenememiş. Türkiye'de her şeyin başarıya endeksli olduğunu bilmiyor. İki maç kötü oynayınca Alex koşmuyor demelerine rağmen daha görememiş. Öğrenecek zamanla ama benim dediğim gibi oynayacak! Kafamdaki sistemde ona yer yok. Bu yüzden gelir gelmez Stoch ve Dia'yı aldım. Niang'da var misler gibi 4-3-3 oynarım keyfime bakarım... İstediğim gibi olmadı aslında bu iş zormuş baya o zaman eski sisteme dönelim gel Alex koçum benim. Senin daha çok ilerde topla buluşmanı istiyorum. Sen orta saha değil forvetsin hem hadi en öne geç biz çaktırmadan 4-3-3 oynamaya devam edelim. Hem senin istediğin olur hem benim.

Yeni sezon başlıyor ve ben bu sefer Alex'ten kurtulacam! Aslında yetenekli çocuk ama Kuyt kıçını yırtarken adam sahada yürüyor eskisi gibi de etkili değil napacaz bilmiyorum. Zaten istediğim orta saha alınmadı, Cristian'a güvendik fos çıktı. Adam ruhsuz ama hissediyorum büyük topçu olacak(!) Spartak maçında Alex'i kadroya almadım çünkü adamların orta sahası çok yırtıcı onunla oynasak delik deşik olurduk. Taktik tuttu ama bizim salak savunmanın hataları yüzünden iki gol yedik. Bu golleri yemesek Alex'i oynatmadığım için teşekkür edeceklerdi bana.. Tühh... 

Alex twitterdan bana kıskanç dedi. Hemen bunu yönetime ilettim ve sildirdik yerine bizim dediğimizi yazdı. Bana hakaret etti bunu cezasız bırakacak halim yoktu ya bende Antep maçı kadrosuna almadım. Hemen yine twittera yazdı bunu. Sonra taraftar bana sallamaya başladı. Lan iyi hoş sallıyorsunuz da adam bana kıskanç dedi. Cristian dese bunu ve ben kadroya almasam helal olsun Aykut Kocaman derdiniz! Hocaya saygısızlık yapan kim olursa olsun kadro dışı bırakılmalıydı hani? Tamam sakin olun Spartak maçında 11de oynatacam. Kazanırsak Alex kazandırdı dersiniz bana söversiniz ama kazanmış oluruz. Kaybedersek Alex'i oynattı da ne oldu bak kaybettik işte dersiniz. Yok lan demezsiniz bunu tabii ki! O zamanda Alex'i küstürdü o da oynayamadı dersiniz yine bana söversiniz. Vay anasını be ben nasıl bir adammışım öyle...

Alex Olsam!
Brezilya gibi burasıda vay arkadaş yine teknik direktör değişti. Zaten Zico'yu göndermelerine üzülmüştüm sonra Daum sonra bu adam. Yok lan şaka şaka Zico'ya ne üzülecem adam idolümdü falan ama o burdayken arkadaşlarım arasında forsum azaldı. Daum benden büyük yıldız değil Kocaman'da değil onu da yerim ama Zico'yu yiyemiyordum. Benden büyük bir Aziz Yıldırım var onunla iyi geçiniyorum sorun kalmıyor.. Adam ilk geldiğinde kampa neden geç katılıyorsun diye artistik yapmıştı bana. Bari bu sene erken geliyim. 

Bu adam nasıl transferler yapıyor ben zaten yeterince koşmuyorum yanıma Stoch, Dia gibi çelimsiz adamlar alıyor. Lan yoksa beni oynatmayacak mı bu? Neyse önemli değil iki gün sonra başarısız olunca yine bana muhtaç olacak. Dur bu karambolden faydalanıp sözleşmemi uzattırıyım. Biraz problem çıkarır biraz da kötü oynarım tamamdır. Bu arada bu Stoch ne mal adam çok basit goller kaçırıyor. Zaten Dia bitiricilik özürlüsü.. Ah Pierre ah nerelerdesin senin gibisi gelmedi bu takıma. Semih'te oynatılmıyor zaten.

Bu adam beni forvet oynatmaya başladı iyice. Taraftarda seviyor napacaz bilmiyorum. Ben Brezilya'da böyle mi oynuyordum be abi. Yönetim yarın beraber basın önüne çıkıp sorun yok deyin aramızda dedi. Çıkıp biraz numaradan gülümseyim de taraftar bana kızmasın bari.

Felaket bir sezon geride kaldı yine kaçırdık şampiyonluğu ama bu sezon telafi ederiz. İyi transferler yapıldı bu sefer ama bir sorun var. Daha bismillah demeden bu adam seni ekonomik kullanacam demeye başladı. Spartak maçında beni oynatmayacakmış tamam haklısın da Cristian benden çok mu fazla koşuyor sanki? Ben oynamadan yapamam abi bu adam beni kıskanıyor valla kıskanıyor. Zaten 140 gollük rekorunu da kıracam yakında 4 gol kaldı. Dur twitterdan yazayım da taraftarı arkadama alayım. 

Anah yazdık ama yönetim sil diyor. Samet'e benim hesabımdan bir tweet yazdırdılar sanki ben yazmışım gibi. Bu adamlar mal mı arkadaş benim o kadar düzgün Türkçe yazamayacağımı anlamıyorlar mı? O değil de Aziz Yıldırım hapse girmiş gireli çok değişmiş. Artık benim yanımda durmuyor, bu olayda Kocaman'ı destekledi.. Galib artık gitme vakti geldi. Volkan Baba'ya mesaj atıp bunu söyleyim en iyisi ben. Antep kadrosuna da alınmamışız vay anasını bee! Birisi sormuş twitterdan bari cevaplayımda benden duymuş olsunlar. Hocanın tercihi deyimde iyi insan olmaya devam edeyim en iyisi ...

Bunlar ne benim fikirlerim ne gerçekler. Okurken belki bana sövdünüz ama 10 gündür hatta daha uzun süredir sosyal medyada konuşulanlar bunlar. Hepsini bir araya toplayınca böyle bir şey çıktı ortaya. Biz bu kadar beyinden mahrum muyuz arkadaşlar. Bunları yazarken ben bile şok oldum. Nasıl bir teori mantığımız var, nasıl bir düşünce sistemidir bu. Bunları ben değil sizler konuşuyorsunuz. Yazının sonuna gelince ne kadar mide bulandırıcı olduğunu fark ettim. Bu kadar uğraştım madem yayınlacayam ama sakın kalkıp bana tepki göstermeyin zira bunlar Fenerbahçe taraftarının düşüncesi ya da taraftar olduğunu düşünenlerin!..

24 Ağustos 2012 Cuma

50. Bundesliga Start Alıyor!

Avrupa'nın en iyi beş ligini sayarken Almanya'yı hep Fransa Lig 1 ile beraber son ikiye koyardık ama son bir kaç yılda işler değişti. Şu anda en iyi 3. lig olarak gösteriliyor ama bir çoklarına göre Barcelona ve Real Madrid hegemonyasında geçen La Liga'dan da daha önde Bundesliga. Zaten yakaladıkları çıkışla CL'ye 4 takım gönderme kontejyanını da Serie A'dan devraldılar.

Bundesliga neden seyredilir?
Önce mükemmel tv yayıncılığı nasıl yapılır bunu görmek için izlenir Bundesliga. Dünya üzerinde onlardan daha iyi yayıncılık yapan bence yok. Bizim şu ana kadar bir kez kullandığımız örümcek kamerayı adamlar nerdeyse 3. lig maçlarında kullanmaya başlayacak.
Boş statlar görme şansınız yok ve her maç tribünler dolu, çoşkulu olacaktır. Ayrıca stadyumların hiç biri yıkık dökük değil!
Her maçta heyecan yaşamak için izlenilir. Gol ortalaması yüksek ancak gol olmazsa bile bol bol pozisyon olacaktır. Kolay kolay bir maçtan sıkılma şansınız yok. Ayrıca bir birbirine yakın bir çok takımın mücadelesi demek Bundesliga.
Bayern ve Dortmund son bir kaç yılda öne çıktı belki ama Bremen, Schalke, Leverkusen gibi hatta bu yıl yatırımlarını artıran Hoffenheim gibi ortalamanın üzerinde takımları izlemek için izlenir. Ribery için, Gotze için Reus için izlenir. 

Daha bir çok sebep sayılabilir ama sonuç değişmez Bundesliga izlenir ağa! 50. sezon start alırken bir kaç bilgiye ulaşmak için Bild'in yayınladığı istatistikleri çeviren Borges Blog'un şu postunu tavsiye ederim!

El Clasico 2012-13 #1

Son iki yılda El Clasico bildiğin klasik halini aldı. Kimin nasıl oynayacağı hangi takımının nasıl gol atacağı hatta spikerlerin Barcelona taraftarı olduğu eleştirisi bile... Bu sezon maç biraz daha  temposuz başladı diğerlerine oranla. Real Madrid savunmasında Messi Katili Pepe'nin yokluğu daha ilk çeyrekte hissedildi. Cesur kararları ve kolay çıkardığı kartlarıyla  meşhur hakem Clos Gomez kendisi gibi  olsa ilk yarım saatte atılabilirdi Raul Albiol... Morinho ilk yarıda bol bol not alırken Real'in savunmasında ki eksikleri yazdı herhalde. Zira Albiol'un yetersizliği, sağ tarafta Arbeloa'nın maksimumu ile oynamasına rağmen Real kalitesine çıkamaması gün gibi ortadaydı. Ayrıca 30 milyon verilen Coentrao'nun da işin savunma kısmında çok becerikli olamadığını gördük. İşin Real açısından ilk yarı özeti savunmada tek sağlam duran adamın asıl mevki sağ bek olan ve sonradan stopere devşirilen Sergio Ramos olmasıydı.. Barcelona açısından ilk yarıda geçen sezonlara göre değişen tek şey pas yaparken ki temponun olmaması ve oyuncuların sık sık kaleyi yoklamasıydı. Daha önce topla kaleye girene kadar şut atmayan Katalanlar bu maçta bu huyundan vazgeçmiş gibiydi.
Real Madrid ikinci yarıya da düşük tempoda sadece savunma fikriyle başladı. Barcelona ise topu dolaştırıyordu ama kaleye gidecek gücü yoktu sanki. Ronaldo'nun sürpriz golü maçı bir anda tersine çevirdi. Golle birlikte gözlerini 55 dakikalık uykudan açan Barcelona anında cevap verdi ve maç farklı bir noktaya geldi. Golün ofsayt olduğunu hepimiz gördük ancak  hakem göremedi. Mourinho'da basın toplantısında yan hakeme salladı. Zaten sallamasa şaşırırdık ya neyse.. Kalan yarım saatte son bir kaç yılda izlediğimiz klasik senaryo geri döndü. Barcelona bir anda skoru 3-1'e getirip 4. için giderken Casillas'ı geçemedi ve dönen topta Valdes neden en iyi kaleciler arasında sayılmadığını gösterecek bir hata yaparak skoru ilan etti.

Mourinho yeni rakibine ilk maçta boyun eğdi ve evindeki maçı beklemeye başladı. Ahım şahım bir maç olmadı bu konuda hem fikiriz sanırım ama sezon başında daha fazlasını beklemekte hata olurdu. Şimdi bir hafta sonraki maçı bekliyoruz. El Clasico sezonunu daha yeni açtık. Önümüzde en az 3 belki de 56 El Clasico daha var. Oturup keyfini çıkarmaya devam edelim.

23 Ağustos 2012 Perşembe

Panpa ne goller yerdin sen la :)

Rüştü, Barcelona'nın kurucusu Joan Gamper adına düzenlenen ve bu yıl 47.'si yapılan Joan Gamper Yıldızlar Turnuvası için başkan Sandro Rosell tarafından davet edilmiş ve eski takım arkadaşları ile buluşmuş. Puyol ve Xavi ile muhabbet koyu. Eski günleri yad edip gülüyorlar. Valdes'te pek mutlu. Kanka sen olmasan ben buralara gelemezdim der gibi :)
''Taa o günlerde bana antremanda attığın gollerden senin büyük topçu olacağını anlamıştım.'' 

Çaykur Rize Sezon Öncesi Analizi



Türk futbolunun ve Karadeniz bölgesinin kaliteli takımlarından biri Rize. Yeni adıyla PTT 1. lig'de ses getirecek takımların başında geliyor. Bu sene kuşkusuz üst tarafı zorlayacak takımların başında, zirvede yer alıyor. Geçen sezon 34 haftalık dilimde kendi sahasında Akhisar'a yenilmesi sonucu ligi 3. bitirip rakibini Süper lige yolladı. Akhisar ile olan şampiyonluk maçında istekli oynadılar fakat Akhisar'ın kontra ataklarına engel olamadı. Akhisarlı Anıl çok iyi maç çıkartıp Rize'nin gardını düşürdü. Play-off'da statü gereği 3. olduğu için ligin 6.'sı olan Adana ile karşılaştı. Her iki maçta da istekli olan Adana'ya dişini geçiremedi ve lige play-offlar da sona erdirdi. 

Çaykur Rize'nin transfer politikası Kayserispor'a çok fazla benziyor. Kayseri genç gurbetçi oyuncuları kadrosuna katarken, Rize Türk futbolunun en iyi alt yapılarından ikisi olan Galatasaray ve Beşiktaş'ın alt yapı oyuncularını kadrosuna katıyor. Ersan Adem Gülüm Beşiktaş'a güzel bir bonservis ile gitmesi 1. lig takımlarının iştahını açmışa benziyor. Fırat Kocaoğlu, Sezer Özmen, Çetin Güngör, Cumhur Yılmaztürk, Cumali Bisi, Caner Öztel, Erhan Şentürk ve uzun yıllar kadrosunda olan Çağrı Yarkın bunun eseri. Daha çok Galatasaray Akademi çıkışlı olması şaşırtıcı değil çünkü 1. ligde fazlasıyla oyuncusunu bulunduruyor. Bu genç isimlerin yanına 1. lig tecrübesi fazlasıyla olan kaliteli isimleri kadrosuna katarak genç- tecrübeli tandemi oluşturup ligde şampiyonluğu istiyorlar. 

Geçmiş sezona göre 6 oyuncu ile yollarını ayırdılar. Bunların en önemli ikisi Süper lige terfi eden Bikoko ve Tavşanlı Linyit'e transfer olan Osman Fırat. Osman'ın yerini bu sene yaptığı transferlerle doldurabilirler fakat Bikoko için yeri dolar mı bunu lig başlayınca göreceğiz. Osman'ın yerini Kenan Aslanoğlu'nu transfer ettiler. Bikoko'nun yerine Erhan Şentürk ve yeni transfer edilen, en son Afrika kupasında oynayıp hazır gelmiş olan fakat bizler için kapalı kutu olan Uche Kalu geldi. Hücum kısmı kısmen zayıflamış olabilir. 

Bu sene yapılan transferlere bakacak olursak:
Gidenler: Ramazan Durdu, Bikoko, Ramazan Kurşunlu, Osman Fırat, Engin Aktürk, Aytek Aşıkoğlu, Erkan Kaş
Gelenler: Orhan Ovacıklı, Kenan Aslanoğlu, Onur Güney, Fırat Kocaoğlu, David Loria, Erhan Şentürk, Sezer Özmen, Cumali Bisi, Hasan Hacıbektaşoğlu ve son olarak Uche Kalu.
Kalede Razaman Kurşunlunun gitmesiyle 2 transferle başladılar sezona. Biri Fırat bir diğeri ise Loria. Loria benim için kapalı kutu. Fırat ise Ramazan kıvamında olamayacağını düşünüyorum. Kalecilik için yeterli kalitesi var ve Rizenin şampiyonluk yolunda önemli katkıları olacaktır fakat 24 yaşına kadar önemli bir forma şansı yakalayamadı. Şampiyonluk için güvenilir mi soru işareti olarak kalacak ve sezon sonu göreceğiz. Loria'dan istenilen performans gelirse Fırat iyi bir yedekleyici kıvamına girebilir. Ama Fırattan beklenen patlama gelmesi lazım artık.

Futbolun birinci bölgesinde iyi bir alan savunması yapan bir takım. Adam markajlaması için inatçı hırslı oyuncuları bulunuyor. 1. ligde 350.000 liraya transfer ben göremedim son yıllarda. Bir buçuk sezonda Rize'ye önemli katkılar veren Sezer'in transferi stoper açısından önemliydi. Yanına tecrübeli stoper Rizeyi bir tık ileri taşıyacaktır ama bu beklediğim transfer gelmedi. Stoperde Sezer'in yeri banko diye görüyorum. Yanına Mesut Yılmaz, Murat Sözgelmez ya da Serhat Akyüz'den birisi yazılacak. Defansın kanatlarına transfer fazlasıyla yaptılar. Gurbetçi havuzundan Süleyman Çelikyurt, Onur Güney, Orhan Ovacıklı ve Çetin Güngör transfer edildi. Onur Güney sol bekte formayı kapar ama Süleyman'ında performansı belirleyici olacaktır. Sağ bekte ise Orhan ve Çetin iyi bir forma yarışına girer. Orhan için güzel referanslar aldım o yüzden sağ bek için güvencesi var. Çetinde zorlayacaktır o bölgeyi. 

İkinci bölgede fazlasıyla enerjik bir yapıda olacak bu sene Rizespor. Hem 1. lig için çok tecrübeli oyuncuları var hem de genç nüfusu çok hareketli. Geçmiş sezon ileri hattı heyecan verirken bu sene orta sahası heyecan verecek gibi duruyor. Burada forma bekleyen Cumhur, Cumali, Kenan, Fahri, Şahinali, Ahmet Cenk, Caner, Hasan ve Zeqiri hem göbek hem de kanat için iyi isimler. Göbekte Fahri Tatan, Kenan A., Hasan H., Cumali ve Cumhur isimleri güç verecek. Forma şansında rekabetin üst düzey olacağı yer. Kanatlarda Beşiktaşta kalan Erkan Kaş'ın yokluğunu hissedeceklerdir muhakkak. Ahmet Cenk ve Caner kanatlarda ki isimler. Daha iyi isimler olabilirdi Rize'de ama transfer döneminde Rize orta bölgesine güç kattı daha çok. Defansif olarak Hasan ya da Fahri oynar ortada, ofansif olarak Kenan formayı giyer. Yedekleyicileri de genç isimler olur. Kanat için zaten belli bir kaç isim dışından ötesine geçmez.

Üçüncü bölgede Bikoko'nun yokluğu hissedilir. Erhan Şentürk bana daha çok kanat rotasyonunda forma giyecekmiş gibi geliyor. O yüzden Uche Kalu transfer edildi. Kapalı kutu olduğundan yorum yapamıyorum. O. Jallow geçen sezon iyi sayılacak gol yüzdesiyle oynadı. Fakat onun bu denli oynaması Bikoko ile iyi anlaşmasından dolayıydı. Erhan, Kenan iyi beslerse bu senede gol sıkıntısı çekeceğini düşünmüyorum Jallow'un. Hareketli bir isim. Mehmet Al'da forma giyecek isimlerden birisi olacaktır bu bölgede. Forvet rotasyonu demişken Ozan Papakerden bahsetmemek olmaz. Rizenin alt yapısından yetiştirdiği milli bir oyuncu. Bu sene belki forma şansı bulamayabilir fakat ileride çok fazla beklenti içine sokturacaktır kendisini. Pivot forvet görevini alt yaş gruplarında çok iyi başarıyor. Beklentisi Rize halkının gözünde çok büyük.
                                      David Loria/ Fırat Kocaoğlu
Orhan O./Çetin G.  Sezer Özmen  Murat S/Mesut Y.  Onur Güney
Cenk Ahmet    Hasan H./Fahri T.         Kenan Aslanoğlu    Erhan Şentürk
                               O. Jallow        Mehmet Al/Uche Kalu


Hemen hemen bu 11 ile sahaya çıkacağını düşünüyorum Engin Korukır'ın. 1. ligin güçlü takımlarından birisi olacaktır. Süper lige terfi edecek 3 takımdan birisi olacağını düşünüyorum. Hazırlık maçlarında pek bunun ışığını göstermeseler de yavaş yavaş takımın birbirine alıştığını düşünüyorum. Fazlaca transfer yaptılar bu sene.

Anıl Altuntaş

Twitter: @8aaltuntas

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Yorumsuz

Neden öptü, aklından ne geçiyordu bilinmez ama dün ki maçın en enteresan anlarından birisiydi. Bayramını kutladı diyende var, teşekkür etti diyende. Şunu gözden kaçırmamak lazım. Bunu içerde ya da başka bir ortamda yapabilirdi ama o çıkarken herkesin önünde yapmayı seçti. Aklından ne geçiyordu cidden merak ediyorum..

Kocaman'ın Hep Bir Açığı Var | Spartak 2-1 FB

Moskova'da ki maça daha iki gün varken yine aynı konuyu konuşmaya başlamıştı basın: Alex! Sahaya çıkan kadroda Alex yoktu ama sistemde değişen pek bir şey yoktu. Onun mevkisinde en az onun kadar savunma yapmayan Cristian yer  almıştı. Alex, Cristian'a göre daha iyi savunmacı bile değil hatta çünkü Alex zekası ile, doğru koşular yaparak pas kanallarını kapatabilir ama Cristian'ın tek yaptığı gölge markajıdır. Kısacası dün Alex'siz,ü Alex sistemi oynadı Fenerbahçe..

Aykut Kocaman, Spartak Moskova'yı ortada durdurmak istedi ve Topal- Selçuk-Topuz üçlüsü ile bunu başardı. Takımın savunma açığını buradan kapattı anca başlıkta da dediğim gibi hep bir açık var. Bu sefer de kanatlar fazlasıyla açık verdi. Solda Sow'un forma bulması arkasında ki Hasan Ali'ye zor anlar yaşattı. Orayı Caner ile kapatabilirdi ama bu sefer de takım hücumda açık verecekti. Kocaman dün sorunları biraz daha çözmüş gibiydi ancak hangi açığı kapatsa takımda sorunlar başka yerden patlak veriyor. Dün yine bunu saçma sapan yenilen iki golle gördük.

Fenerbahçe'nni en büyük sorunu orta sahası denir ancak bence bundan çok daha fazlası var. Hasan Ali sol bek için yeterli durmuyor bu görünen gerçek ama kimsenin pekte dikkat etmediği Gökhan Gönül gerçeği var. 3 sezon önce dünyanın en iyilerinden birisi dediğimiz bu adam şu anda sıradan bir oyuncu gibi. Dün sahada adını kaç kez duyduk bilmiyorum. Ne hücumda ne de savunmada ortalıkta yoktu. Yenilen ilk golde Gökhan ortayı rahatlıkla açtırırken diğer bir bek Hasan Ali ters kademeye giremedi. İkinci golde Gökhan anlamsız bir şekilde korner kullanan oyuncunun önüne baraj kurarken, alan savunmasında onun tutması gereken alandan Kombarov rahat bir vuruşla takımının ikinci golünü attı. Hasan Ali'nin kötü performansını bir şekilde anlar önündeki Sow'a falan bağlarım ama Gökhan'ın en ufak bahanesi yok. Artık kendine gelme zamanı geldi de geçiyor bile.

Aykut Kocaman dün takımın eksiklerini bir nebze kapattı ama takımın bitmek bilmeyen eksikleri kalemizde iki gole mal oldu. Alex'siz oynama fikrine karşı değilim ancak Alex'siz oynuyorsan aynı sistemde devam etme fikrine karşıyım. Kaptan sonradan girerek ne zaman iş yaptı ki bugüne kadar hatırlayan var mı? Alex 11de yoksa 18de de olmamalı. Bu çözülmesi çok zor bir teori değil. Rövanşta Alex muhtemelen 11de olacak ama bugün yaptığı açıklamalardan sonra ne olur bilemiyorum. Aykut Kocaman bu sezon ki sınavı da başarıyla atlatırsa taraftarın kafasındaki Alex hayranlığı Kocaman'a doğru kayabilir. Yok tam tersi olursa Alex hükümdarlığını ilan eder ve bir daha kimse kesemez. Bakalım bir hafta içinde oynanacak 2 maç bize neler gösterecek bekleyip görmek lazım.

21 Ağustos 2012 Salı

BVB Türkiye | B. Dortmund Sezon Öncesi Bakış!

2005 yılındaki iflasdan sonra 7 senede bu konuma gelineceğini bırakın dışarıdan biri hiç bir BVB taraftarı tahmin edemezdi. 2010-11 sezonundaki Bundesliga şampiyonluğu ve geçen seneki rekorlarla dolu çifte kupa ile Dortmund şehri resmen bulutların üzerinde. Dünyada iyi günde kötü günde takımının yanında olan şehri, doğru politika ile kaos yönetimini idare eden başkan Watzke'yi, genç oyunculara kimlik kazandıran t.direktörKlopp'u ve Klopp'un öğrencilerini ilgiyle takip ediyor..

Yeni sezon öncesi bahis sitelerine göre Bundesliga'nın favorisi Bayern Münih, BVB içindede beklentiler yüksek tutulmuyor. Kulüp içinden yapılan açıklamalar sezon için beklentilerin Şampiyonlar Ligine katılmak olduğu yönünde ama unutmamak lazımki BVB son 2 sezonda hep bu mütevazi beklentiler ile başarıya gitti. Devamını Oku >>>

Roberto Carlos'tan FB Kampına Ziyaret

Spartak Moskova maçları için Moskova'ya giden Fenerbahçe'yi, eski futbolcumuz Roberto Carlos otelde ziyaret etmiş ve bu poz ortaya çıkmış. Semih, Alex, Kuyt ve Cristian'ın yüzü gülüyor. Umarım maçan sonra yüzler böyle güler:/

20 Ağustos 2012 Pazartesi

Sara Reklam Yıldızı Oldu



Sara Carbonero bu kadar gündemdeyken reklam teklifi almasa garip olurdu zaten. Şampuan reklamıyla karşımızda. Bu reklamın Türkiye versiyonunda Tuba Büyüküstün kullanılmıştı Sara'nın da Tuba'dan aşağı kalır yanı yok. Bana sorarsanız tabii ki Sara>Tuba derim :) Keşke biraz daha fazla ekranda kalsaymış zira reklamın çok küçük bir bölümünde ekranda. Acaba paraları bu kadarına mı yetti:p Ha bir de senin pantene deyişine gurban :)

Yine Kötü Başladık! | Arsenal 0-0 Sunderland


Arsenal'in sezon başlangıcı alışılmışın dışında değil. Geçen sezon uzun süre kötü sonuçlarla alt sıralarda yer alan Gunners daha sonra toparlamış ve ligi tepeye yakın bitirmişti. Bu sezonda parlak başlamadı. Transfer döneminde artık klasik haline gelen takımdan ayrılma istekleri silsilesi bu sene de önce RVP ile başladı ardından sürpriz şekilde Song ile devam etti. Sezona start verdiğimiz kadro şu şekildeydi:
Szczesny
Jenkinson-Mertesacker-Vermaelen-Gibbs
Diaby 
Arteta-Cazorla
Theo-Podolski-Gervinho
Arsene Wenger bu sezona daha farklı bir strateji ile başlamıştı aslında. Takım transferlerle güçlenmeye başlamış eksikler gideriliyordu. Santi Cazorla ile Nasri gibi bir jokerin eksikliği kapatılmış, Arteta Fabregas'ın yerini geçen yıl neredeyse doldurmuş, forvete Grioud, Poldi gibi hamleler gelmişti ama RVP ve Song'un ayrılığı işleri biraz karıştırdı. Bu maçta Song'un yerine 7-24 sakat Diaby başladı. RVP'nin yokluğunda Podolski ve Giroud'un formsuzluğu sıkıntı yarattı. 

Song'un yokluğunu Nuri ile doldurma planları var ama ben buna akıl erdiremiyorum bir türlü. Nuri Song'un yanına güzel bir adam olurdu ama yerine kesinlikle olmaz. Arteta, Cazorla, Ramsey hatta dönünce Wilshere orta alandaki ikili için ideal oyuncular ama Song'un yerine sadece Diaby var kadroda. M'Vila transferi hala masada ancak olup  olmayacağı belirsiz. Ayrıca savunma için Bendtner-Mexes takası da halen konuşuluyor. Bu iki transfer gerçekleşirse Gunners tekrar zirveye oynama şansını elde edebilir ancak olmazsa Chelsea ve Manchester'ın iki güçlü takımını geçmek hayalden öte değil. Ayrıca savunmanın bekleri içinde takviye hiç fena olmazdı ancak anlaşılan Wenger gençlere güveniyor. Eh ne geldiyse başımıza bundan geldi zaten...

Hoşgeldiniz, Sefa Geldiniz!

Lige çıkan her takım genelde kadrosunu boşaltır ve 15-20 transfer yapar. Onlar farklı davrandı tıpkı iki sezon önceki Karabükspor gibi. Genel görüş ligden düşecekleri hatta galibiyet bile alamayacakları yönündeydi ama onlar daha ilk maçtan yanılttılar. Akhisar hakkında ki görüşlerimi şu yazı değiştirmişti. Es Es maçını da izledikten sonra fikirler yerine oturdu. Tamam çok yetenekli oyuncuları yok ama tam anlamıyla bir TAKIMlar!

SB Elazığ 1-1 Fenerbahçe

Sezona yine puan kaybıyla start verdik. Maçı bayram dolayısıyle izleyemedim ancak daha sonra geniş şekilde izledim o yüzden uzun detaylı bir yazı olmayacak. Maça rotasyonla başlayacağımızı tahmin etmek güç değildi ancak yine 4-2-4 gibi sahaya dizilecek şekilde başlangıcı pek aklıma getirmemiştim. Bu sistemin tutmadığını daha önce Vaslui ile oynanan ilk maçta görmüştük ancak Kocaman sorunun önde ki dörtlü de değil orta sahadaki ikilide aramış gamsız Cristian'ın yerine Selçuk'u koyarak hücumda üretken olmayan ancak savunmada daha başarılı Topal-Selçuk ikilisi ile çıkmıştı. 

İkinci yarıda daha güçlendirip çıkar derken sağ beke topuzu koyarak , orta sahaya da Cristian'ı monte etti Kocaman. Daha sonra Krasic'i de sahaya sürüp 4-1-3-2 gibi bir düzene döndü. Bekler Caner ve Topuz'un orta saha menşe eli olduğunu düşünürsek bu taktik zaman zaman 2-3-3-2 gibi oldu. Tum'un golünden sonra takım bol pasla kaleye gitti ancak arada sırada şut atmak akıllarına pek gelmedi. Barcelona hastalığı gibiydi takımın durumu biraz. Takımda çok iyi şutlar çıkarabilecek bir çok isim olmasına rağmen topla kaleye girmek ister gibi bir halleri vardı.

Kuyt'ın attığı golde topun dışarı atılmaması mevzu baya fırtına kopardı. Haklılardı belkide, maçı izlemediğim için özetten bunu net anlayamadım ama pek şık bir durum oluşmadığı kesin. İngilizler bu kararı hakeme bırakarak çözdü. Bizde bunu uygulasak oyuncular büyük bir yükten kurtulur ancak bu seferde hakemler hedef haline gelir. Yeterince zor durumdalar bir de bu yük onlara ağır gelir. Bu konu nasıl çözüme kavuşacak bilmiyorum..

Son olarak Aykut Kocaman bu takımın rayına oturması için bir aya ihtiyacı olduğunu söyledi. Bazı çevreler bunu bir ay maç kazanamamak olarak algıladı ancak yanlış. Kötü oynayarak Vaslui maçlarında turu geçtik. Süper Kupa maçında kazanabilirdik. Bu maçta da biraz şans olsa 3 puanı cbe koyabilirdik. Aykut Hoca ve dolayısıyle Fenerbahçe büyük bir sınavdan geçiyor. Spartak Moskova maçları da bu sınavın en zor bölümü. Bu iki maç sonucu belirleyecek ve durum daha net önümüze gelecek. Bekleyip görmekten başka çaremiz yok ama bu takımın ideal düzeni bulunmalı. Zira takım çok değişti her ne kadar farkında olmasakta. Dün sahada olan savunma beşlisi geçen seneye oranla %80 farklıydı bunu gözden kaçırmamak lazım!