9 Temmuz 2012 Pazartesi

Bobiler'in Gözünden Del Bosque :)

Twitter'da bir arkadaş paylaşınca aklıma geldi. Daha önce koyum diyordum ama bu ara gündem yoğun unuttum o aralıkta. Bir kaç tanesini paylaşalım.
Bizim kasap tam buraların adamı aslında, emekli olunca gelsin Sultanahmet'te köfte yiyelim boğaza karşı çay içelim. Bu adam atraksiyon sevmiyor zaten. İspanyolların futboluna bakın mesela sakin, pas pas pas ve gol. Adamın hayatı bu :)
Ve sonuncusu geliyor şimdi. Daha önce onunla ilgili yazımda sevincini abartmaz, bir şampanya patlatır yatar demiştim ama bu sefer kendini müziğe kaptırmış. :)
Daha fazlası için bobiler'i ziyaret edin. Paralel evrende biraz zihniniz açılır, espiri anlayışınız gelişir.

FedEx


Zizou'nun Vedası

Zinedine Zidane demek sadece büyük bir yıldız demek değildi. O her şeyiyle büyük bir yıldız güzel bir adamdı. Onu özetlemek için kullanacağımız kelime ''klas'' olurdu herhalde. Başarılarla dolu kariyerinin sonunda Dünya Kupası finalindeydi. Kupayı kazanacak ve öylece bırakıp gidecekti bizi. En azından bütün dünya bunun hayalini kuruyordu, İtalyanların dışında. Veda gecesi çok farklı bir sonla bitti. Maç iyiyle kötünün arasında geçmişti tamamıyle. Önce Zidane penaltıdan golü atıp gala gecesinde spotları tamamen üzerine çevirmişti. Her kahramanı alt etmek isteyen bir kötü adam vardır ya burada o isim Materrazzi'ydi. Kornerden gelen topa kafayı vurdu ve takımına beraberliği getiren adam oldu. Zidane henüz son sözünü söylememişti. Son sözü harika bir asist veya gol olsun diye beklerken Zidane Materrazzi'den gelen ortayı tam göğsüne vurarak tamamladı. Film hiç beklenmedik sonla bitti ve kahramanımız son çarpışmasında galipken mağlup oldu...

Konunun aslı çok sonra ortaya çıktı. İtalyanların yaramaz çocuğu Materazzi, Zidane'ın annesi ve kız kardeşine küfretmişti. Zidane pişman değildi elbette ama maçtan sonra beni örnek alan bütün çocuklardan özür diliyorum demeyi de ihmal etmedi. Kahramanımız son seferinden sonra bir daha dönmedi. Yeni kahramanlar bulduk Ronaldo, Messi gibi ama hiç biri ondaki estetistiği, klası vermedi. Messi belki en büyük olarak anılacak, Maradona kıyıdan köşeden yanına rakip olarak konacak ancak bu adamı kimse unutmayacak. Bir Zidane vardı, işte o bambaşkaydı...

Xabi


İniesta Evlendi, Futbol Alemi Düğünde Toplandı

Barcelona ve İspanya Milli Takımının yıldızı Andres İniesta kız arkadaşı Anna Ortiz ile dün(8 temmuz) evlendi. Evlilik soruları karşısında ''futbol oynamak daha kolay biraz gerginim'' demişti ancak yüzünde güller açıyor. Bekle Andres şikayet etmen uzun sürmeyecek :)




8 Temmuz 2012 Pazar

Beckham Reis

David Beckham son 10 yılda kılıktan kılığa girdi ama en güzeli bu olmuş bence. Bıyıklar baya yakışmış, altına takım elbiseyi de giyince futbol dünyasından değilde Hollywood'tanmış gibi duruyor. Sahi son 3-4 yıldır Los Angles'ta yaşıyor bu adam neden hiç bir projenin içinde yer almadı. Onu da bir denesin diyecem ama Victoria izin verir mi onu  bilemeyecem.

RVP'nin Arsenal Performans Grafiği

Grafiği daha büyük görebilmek için üzerine tıklayın.
Arsenal kariyeri boyunca sürekli sakatlıklarla mücadele eden Robin Van Persie 2010-2011 sezonunun ortasından itibaren sakatlık kabusunu bir kenara bırakıp sürekli oynamaya başladı ve geride kalan sezonda 48 maçta 37 golle zirve yaptı. Grafik her şeyi anlatıyor zaten.
Grafiği daha büyük görebilmek için üzerine tıklayın.

Bir sezon sakat bir sezon ortalama oyunla geçerken son 1,5 sezonda yaptıklarından bahsetmiştim. Geride kalan sezonda takımın hücum gücünde % 28 oranında etikli olmuş. Üstteki grafiğin inişli çıkışlı olması ve son sezonda tavan yapması onun Arsenal'de geçirdiği yılları özetliyor. Patlama yaptığı sezonun ardından gitmek istemesi de Arsenal'i ne olarak gördüğünü!
Not: Grafikler Arseblog'dan alınmıştır!

Aşk Engel Tanımaz

Bazen sözle anlatamazsın o anı, senin yerine bir fotoğraf karesi konuşur. Hayatın önüne koyduğu engellere inat hürdür senin yüreğin ve aşkın karşısında engeller bir bir kalkar. Mücadele etmek, pes etmemek varsa içinde ve formanı giydiysen üstüne artık engelli diyemez sana kimse ve sakın ha sakın durma, pes etme!

Dream Team 2012

ABD'nin olimpiyatlarda mücadele edecek kadrosu belli oldu. Süperman Howard'ın sakatlığı dışında önemli bir eksikleri yok. Zaten onlar için kim eksik olursa olsun ağır favoriler her zaman!
Guards 
Kobe Bryant, Lakers 
James Harden, Thunder
Chris Paul, Clippers
Russell Westbrook, Thunder
Deron Williams, Nets

Forwards
Carmelo Anthony, Knicks
Kevin Durant, Thunder
Blake Griffin, Clippers
Andre Iguodala, 76ers
LeBron James, Heat »
Kevin Love, Timberwolves

Center
Tyson Chandler, Knicks



Bu arada Dream Team demişken bu takıma ''Dream Team'' denilmesine neden olan 92 kadrosu 20 yıl sonra bir araya gelmiş. Bugün çıkıp  oynasalar favoriler arasına yazarım. Hiç acımam!
Dipnot: Özledik be Majesteleri...

Mehmet Topal Üzerine...

Son günlerde okulu bitirme telaşı, kpss derken otobüslerde geçti günler. Benim hayatım kadar Fenerbahçe'de transferde hızlı olunca yeni oyuncular hakkında değerlendirme yazıları yazamadım bir türlü. Bu kadar zamandan sonra yazmaktansa FutbolDeSouza Blog'dan Ahmet Aksulu'nun yazdıklarını  koymak daha mantıklı geldi. Üç aşağı beş yukarı aynı düşündüğümüz için onun değerlendirmelerini izni ile bloga koydum. Buyrun:
Yaklaşık 1,5-2 ay önce ilk Mehmet Topal ismi dolanmaya başladığında, doğal olarak bende, bir çok kişi gibi, mevcut şartlarda Mehmet'in Türkiye'ye dönüş yapmayacağını düşünüyordum. 20 gün öncesinde ise, aslında ben dahil, o dönem transferine imkan vermediği kişiler, transferin gerçekleşeceğini anlamıştı. İş sadece resmiyete dökülmeye kalmıştı ve bugünde Mehmet Topal resmi sözleşmeyi imzaladı. Özellikle Emre'nin gidişi sonrası, Topal'dan birçok kişi, Emre performansı beklese de işin aslında öyle olmadığını belirtmek gerekiyor.



Mehmet Topal için Emre Belözoğlu'nun boşluğunu doldurur mu doldurmaz mı tartışması yapmak çok gereksiz ki Milli takımda da bu 2linin aynı anda sahada oluyor olması aslında bu sorunun cevabını veriyor. Ama şu bir gerçek ki Mehmet'in transferi, Emre'nin gidişatı sonrası oluşan yerli boşluğunu son derece iyi doldurmuş durumda. Mehmet Topal'ı Valencia'ya gidişi öncesinden aslında tanıyoruz diyebilirim. O dönem Mehmet'in bu seviyede olduğunu söylemek imkansız ki bugün Mehmet'te canlı yayında Valencia'da geçen 2 senenin kendisine çok şey kattığından bahsetti. Mehmet'i gerek Valencia'da, gerek ise Milli takımda defalarca izlememe rağmen, son 2 günde bu yazıda oyuncu hakkında daha iyi ışık tutabilme adına, Valencia ile oynadığı 3 maçın 90 dakikasını tekrar indirip bilgisayarıma izledim ve kafamda ki Topal resmini tamamen oluşturdum diyebilirim. 

Mehmet Topal'ın bölge anlamında aslında Fenerbahçe'de ki rolü belli. Zaten Aurelio sonrasında Fenerbahçe'de her sene yaşanan belli başlı sıkıntılar giderilememişti ve ben bu sefer bu sıkıntıların giderilmesi adına en olumlu hamleyi yaptığını düşünüyorum Aykut Kocaman'ın. Ortasahada oyunu 3. bölgeye yakın değilde, kendi yarı sahasında 1. bölgeye yakın oynamayı seven, futbolda süpürücü diye tabir ettiğimiz bir isim Mehmet. Valencia'daki 2 sezonda rolü de bu oldu zaten. Örneğin geçen sezon, Parejo, Costa ve Feghouli gibi isimlerin arkasında, gerektiği zaman 3. stoper gibi dahi oynadı. Tıpkı Fransa milli takımında Alou Diarra'nın, Barcelona'da Busquets'in, hatta Galatasaray'da Melo'nun yaptığı gibi. Melo'yuda hatırlarsak geçen sezon birçok defa 2 stoperin tam ortasında izledik, hatta Melo'yu bu ligde değerli kılan özelliği de, hücuma yaptığı kısıtlı katkı değil, bu niteliğiydi. Topal'ın bu özelliğini çok iyi kullanan Valencia stoperlerinin  de dönem dönem ileride gol araması bu sebepten dolayı aslında çok da süpriz değil . Ama Mehmet'i İspanya ligine transferini sağlayan gerçek sebebin Mehmet'in oyunu sürekli hareketli oynaması ve sürekli, ayağında topu tutan takım arkadaşınlarının yanına koşu yaparak, onların pas alternatiflerini çoğaltması olarak söyleyebilirim. Zaten Valencia'da da bunu çok iyi yapıyor. Hatta şimdiden Fenerbahçe'de, gelecek sezon Topal'ın " topa en fazla temas eden " oyuncu olacağını söylemek çok zor değil. Ayrıca söylenenlerin aksine topla oyunun çok kötü olmadığını da söylemek istiyorum. Özellikle, uzun toplarını gelecek sezon birçok defa izleyeceğiz. Mehmet'in Fenerbahçe'ye katacağı bir diğer avantaj ise, takımın yaşadığı hava topu hakimiyetine yapacağı katkı. Özellikle Lugano'non gidişatı sonrasında defans hattında bunun sıkıntılarını yaşadı Fenerbahçe. Mehmet Topal, oyunu defans bloğuna yakın oynamayı sevdiği için bu anlamda takıma büyük faydası olacaktır. Peki hiçmi olumsuz yönü yok derseniz, elbette var ama bunları konuşmak için, takım içindeki orta alan uyumunu ve partnerlerini görmemiz gerek. Zaten eğer Topal, kendisiyle uyumsuz isimler ile oynaması durumunda, takıma dokunacağı en büyük zarar " faydalı olamaması " olur. Bunun haricinde Topal'dan çok fahiş hatalar görmeyeceğizdir ki zaten, bölgesi itibariyle çok fazla risk almaması gereken ve almayan bir isim. 

Mehmet'in genel anlamda özellikleri bu şekilde diyebilirim. Takım açısından, ne türlü artı ve eksileri olacak, bunu söyleyebilmek için öncelikle, yapılacak ortasaha takviyesini ve kurulacak sistemi görmek gerekiyor. Ama mevcut kadroyla şunu söyleyebilirim ki, Alex+10 oyunculuk bir sistemde arkalarında Topal ve Baroni ikilisi dönem dönem kopukluklar yaşayabilir. Emre'nin gidişi sonrası oluşan tabloda zaten bunun sebeplerini  şu yazıda anlatmaya çalıştım. Baroni'nin oyunu 3. bölgeye yakın, Topal'ın ise 1. bölgeye yakın oynamayı seviyor olması, ortasahada bir boşluk doldurabilir. Bu sebepten dolayı, yapılacak bir diğer transferin ismi kilit olacaktır. Hatta şöyle diyebilirim ki, Fenerbahçe, Emre'nin boşluğunu Topal ile doldurmadı, aksine şimdi yapacağı orta saha transferi ile dolduracak. Önce o ismi öğrenir isek, total anlamda bir görüş belirtebilirim. O da bir başka yazının konusu olsun o zaman. Fenerbahçe'ye hoşgeldin SPİDER. 

Angelina Jolie-Edin Dzeko