24 Kasım 2012 Cumartesi

Sara!

Lena, GQ için kapak olmuştu yine Real Madrid'in yengelerinden Sara Carbonero'da Elle dergisi için kapak bu ay. Uzun süredir İker ile fotoları pek yok etrafta ilişkileri sakata mı geldi yoksa Real'in yoğun maç temposudan dışarı çıkmak yerine evde cips yeyip film mi izliyorlar bilinmez.

Lena!

Tanımayanlar için Real Madrid'li Sami Khedira'nın sevgilisi Lena Gercke. GQ İspanya'nın bu ayki kapağı o olmuş!

Pep-Kobe


23 Kasım 2012 Cuma

Kuyt-Gökhan-Gangnam Style



Takımda arkadaşlık galibiyeti ve başarıyı getirir ama bazen bunun olması için önce bir iki galibiyetin gelmesi gerekir. Fenerbahçe üst üste kazandıkça keyifler yerine geldi. Takım belki oyun olarak beklenen seviyeye henüz gelemedi ama sorunlardan yavaş yavaş arındıkça  herşey daha güzel olacak. Yeter ki Eskişehir'de yaşanan saçma sapan olaylar tekrarlanmasın. 

Sir Alex Ferguson Artık Ölümsüz!

Heykeli dikilmesi gereken adam tanımına en çok uyan isim oydu herhalde. 26 yılı geride bırakırken sıfırdan yarattığı takıma ev sahipliği yapan Old Trafford'un önünde ölümsüzleştirildi. Heykelin açılışına ilk döneminden son dönemine onun elinde yıldız olan kupalar kazanan oyuncular katılmış. Herkes gitti o kaldı. Maç sonunda içtiği şaraplar dokunmadıkça bir yere gitmeye de niyeti yok gibi gözüküyor.
Sir Alex'in hayat hikayesini daha önce blogda fotoğraflarla anlatmıştık. Halen okumadı isen şuraya tık!

Hafta Sonu Futbol Ekranı

23 Kasım Cuma
19:00 Köln - Bochum @FOG
20:00 Beşiktaş - Akhisar Belediyespor @Lig Tv
20:00 Mersin İdman Yurdu -n Karabükspor @Lig Tv 2
21:30 Fortuna Düsseldorf - Hamburg @TRT Haber

24 Kasım Cumartesi
14:00 Kartalspor - Kayseri Erciyesspor @TRT 1
14:45 Sunderland - West Bromwich Albion @Lig Tv 3
16:00 Kasımpaşa - Orduspor @Lig Tv
16:30 Bayern Münih - Hannover 96 @TRT Haber
16:30 Mainz - Borussia Dortmund @TRT HD
17:00 Manchester United - QPR @Lig Tv 3
19:00 Bucaspor - Göztepe @TRT Spor
19:00 Elazığspor - Galatasaray @Lig Tv
19:00 Bursaspor - MP Antalyaspor @Lig Tv
19:30 Aston Villa - Arsenal @Lig Tv 3
21:00 Malaga - Valencia @NTV Spor
23:00 Real Betis - Real Madrid @NTV Spor

25 Kasım Pazar
11:30 Spartak Moskova - Dinamo Moskova @Lig Tv 2
14:00 Manisaspor - Çaykur Rizespor @TRT Spor
15:30 Swansea - Liverpool @Lig Tv 2
16:00 Torino - Fiorentina @TRT Spor
16:00 Gaziantepspor - İstanbul BŞB @Lig Tv
16:30 Freiburg - Stuttgart @TRT Haber
18:00 Chelsea - Manchester City @Lig Tv 3
18:30 Hoffenheim - Bayer Leverkusen @TRT Haber
19:00 Adanaspor - Konyaspor @TRT Spor
19:00 Fenerbahçe - Gençlerbirliği @Lig Tv
19:00 Sivasspor - Kayserispor @Lig Tv 2
20:00 Atletico Madrid - Sevilla @NTV Spor
21:00 Ponte Preta - Sao Paulo @Lig Tv 3
22:00 Levante - Barcelona @NTV Spor

26 Kasım Pazartesi
18:00 Zenit  - CSKA Moskova @Lig Tv 2
20:00 Trabzonspor - Eskişehirspor @Lig Tv
20:00 Karşıyaka - Denizlispor @TRT Spor
tribundergi.com

Avrupa'da İşlem Tamam | Marsilya 0-1 FB

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi macerasına Marsilya ile başlarken sıkıntılı bir ortam vardı. 2-0 öne geçip tribünde zaferi kutlamaya başlamış artık herşeyin daha güzel olacağını düşünmeye başlamıştık ki işler değişti, maç 2-2 bitti ve kaos Alex'in gönderilmesi ile sonuçlandı.

Aykut Kocaman'ın kafasındaki plan bu olayların sonunda tamamen değişti. Alex'li sistemden yıllar sonra 10'suz oyunun temellerini Almanya'da Gladbach maçında attı ve ilk galibiyet orda geldi. O sistem bugün Fenerbahçe'yi grubun bitimine tek maç  kala yenilgisiz liderliğe taşırken, taraftarı memnun etme konusunda o kadar başarılı olamadı. Zira Gladbach maçında duygu yüklü takım canla başla oynarken daha sonra işlerin düzelmesi ile takımın heyecanı da Cristian'ın o an kafasından geçenlere bağlı oldu. Takım savunmada fena değil ancak hücumda halen Brezilya'lının keyfine ve Meireles'in savunmadaki görevlerinden fırsat kaldıkça hücuma verdiği desteğe bakıyor.

Maça gelecek olursak Veledrom'da maç tam da Fenerbahçe'nin istediği gibi başladı ve öyle bitti. Tempoyu çok artırmadan sıkıcı bir oyunla uyutarak maça kazandı sarı lacivertli takım. Nasıl olsa bir şekilde golü buluruz topu ayağımızda tutalım orta sahada basalım planı gole kadar çok iyi işledi.Bekir'in modaya uyan golünden sonra ise işler birazcık rayından çıktı. Orta sahada topu kesme görevini bırakan Topal, Bekir ile Yobo'nun arasına çok girince savunma 5li gibi oldu. Takım bir yandan öne çıkmaya çalıştı bir yandan yaslandı bu da beklerde oynayan Gökhan ve Hasan Ali'yi daha öne attı. Topal'ın geriye çekilmesi ile orta alandan eksilen bir kişiyi Caner daha çok ortaya gelerek kapadı. Kuyt'ın da Sow'un arkasına doğru deplase olması ile sistem 4-2-3-1 veya 4-3-3'ten bir anda 3-5-2 gibi oldu.

İkinci yarıda Marsilya'nın baskısı genelde cılız ataklar yaratırken Topal'ın köü oyunu onları daha çok cesaretlendirdi. Son yarım saate girildiğinde Cristian-Selçuk değişikliği yapılsa takım biraz daha sağlam durup kontra atak fırsatları yakalayabilirdi ama hoca Cristian'ın gamsızlığına rağmen yaratıcılığına güvendi ama o bu güveni boşuna çıkardı. Sow'un çıkması ie beraber takım psikolojik olarak daha fazla geri çekildi belki ama sebebi sırf bu olarak göstermek kolaycılık gibi geliyor bana. Zira puan kaybedilse bile herşeyin garantilendiği bir maçta Sow'u anlamsız yere yormak veya riske atmak çok mantıklı değildi. Malum hafa sonu Gençlerbirliği maçı var ve kimse Bienvenu veya Semih'i sahada görmek istemiyor.

Maç için söylenecek pek fazla bir şey yok. Oldukça kalitesiz ve kötü bir maç oldu. Fenerbahçe Veledrom'dan istediğini alarak çıkarken Marsilya veda etti. Onlar için bu veda bana kalırsa fazlasıyla iyi oldu. Oldukça dar bir kadroları var ve Lig 1'de şampiyonluk mücadelesi burada başarıdan çok daha iyi onlar adına. Zaten genel olarak baktığımızda EL'yi çok ciddiye alan takım sayısı bir elin parmaklarından daha fazla değil.. Fenerbahçe ise gelecek Avrupa haftasında nefes alma şansı buldu. Uzun zamandır takım 3 gün arayla maçlar yapıyor. İstanbul'da Gladbach maçında takımın alternatifsiz isimleri -Meireles, Sow, Kuyt, Hasan Ali, Gökhan- dinlenme fırsatı bulacaklar. Lig bir yandan devam ediyor ve ilk yarı için puan kaybetme kotamızı doldurduk bile.. 

Fenerbahçe ilk bölümü geçti. Yeni levelde bir tane orta saha katkısı ile çok ilerilere gidebilir. Şampiyonluk hayal değil iş sadece bunun hayalini kurarken akıllı adımlar atabilmekte. Tebrikler Fenerbahçe!

Not: Sarı kart cezası sınırında bulunan Caner Erkin işler garantilenmişken neden bir kart görüp son maçta cezasını tamamlama fırsatını tepti anlamış değilim. Bunun farkında olmamaları imkansız gibi bir şey. Eskişehirde yaşananlardan sonra Caner'e ''kart gör'' emri vermek zor mu geldi bilemiyorum. Anlamsız...

OLYMPİQUE MARSİLYA: 0 - FENERBAHÇE: 1
Stat: Velodrome
Hakemler: Martin Atkinson, Stuart Burt, Simon Beck (İngiltere)
Olympique Marsilya: Mandanda, Abdallah, Fanni, Mendes, Morel, Abdullah, Barton (Dk. 85 Jobello), Raspentino (Dk. 70 Cheyrou), Amalfitano, Andre Ayew, Jordan Ayew
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Yobo, Hasan Ali Kaldırım, Meireles, Mehmet Topal, Kuyt, Cristian (Dk. 89 Selçuk Şahin), Caner Erkin (Dk. 86 Stoch), Sow (Dk. 80 Mehmet Topuz)
Gol: Dk. 40 Bekir İrtegün (Fenerbahçe)
Sarı Kartlar: Dk. 12 Mendes, Dk. 74 Jordan Ayew, Dk. 88 Andre Ayew (Olympique Marsilya), Dk. 79 Bekir İrtegün, Dk. 87 Mehmet Topal (Fenerbahçe)

21 Kasım 2012 Çarşamba

Francesco Totti Blog 1 Yaşında

Blog maceramız bundan bir yıl evvel başlamıştı. Başlarda arşiv olsun bazı bilgileri yükleyelim ilerde kullanırız, lazım olunca bakarız mantığı vardı ama zamanla kendimizde yazmaya, değerlendirme yapmaya başladık. O sıralar twitter'ın da yavaş yavaş sosyal medyanın lideri olması işleri kolaylaştırdı. Yazdıklarımızı duyurma yeni insanlar tanıma fırsatımız oldu. Blog İdman Yurdu ağına katılım ile beraber daha çok okunduk, okundukça daha çok yazdık. 

Bu süreçte blog 220 binin üzerinde tık aldı. Yorum yazan, paylaşan, eleştiren, beğenen, beğenmeyen herkese teşekkürler. Blog bir tutku haline gelirken karşıdan aldığım tepkiler önemliydi elbette. Hepsinden daha güzeli blog sayesinde bir sürü güzel insanla tanıştım. Bunların arasında tvden izlediğim, güzel adam dediklerim ile muhabbet şansım oldu. Hiç tanımadığım futbolun skor tarafına bakmayanları da tanıdım. En yakınımdan daha yakın olanlar oldu. YDYD'ye katıldık fikirlerimizi sunma fırsatı bulduk. Kısacası  benim tarihimde çağ kapatıp çağ açan bir şey oldu blog yazmaya başlamak. Kapatma niyetim yok sanırım olmayacakta. Ben yaşadıkça blogda yaşayacak. 

Son olarak blogun ismi konusunda hep sorular oluyor onu da buradan cevaplayayım. Francesco Totti büyük bir idol, efsane. Onun adını kullanmak tabii ki mutluluk verici ama bunun sebebi Roma taraftarı olmam değil! Ben Totti taraftarıyım ve İnter'liyim. Tıpkı Messi'yi seven Real Madridliler gibi ya da Alex'e hayran olan Galatasaraylılar gibi. Bu arada Totti lakabını da sevdim bu böyle kalsın ;)

Yazılarımın daha çok okunmasını sağlayan BİY ve Tribün Dergi hesaplarına da teşekkürler. Herkese teşekkürler, saygılar efenim!..

Yüzünün değerini bilenlerin kulübü: MACH3 Yüzler Kulübü!


Futbolseverler iyi bilir; bir futbolcunun en büyük hayali kariyeri boyunca 100 gol atıp ya da 100 kez milli formayı giyip Yüzler Kulübü’ne, yani futbol dünyasının en prestijli kulübüne adım atmaktır. Her futbolcu için Yüzler Kulübü’nde yer almak büyük bir ayrıcalıktır.

Gillette’in Türk erkeklerine büyük hizmeti: MACH3 Yüzler Kulübü!

Dünya’nın 1 numaralı tıraş bıçağı markası Gillette, yüzüne değer veren erkekler için MACH3 Yüzler Kulübü’nü yarattı. Yüzler Kulübü’nde artık sadece futbolcular değil, yüzünün değerini bilen futbolseverler de yer alabilecek.

Peki MACH3 Yüzler Kulübü erkeğini farklı kılan şey ne?

Bir erkeğin yüzü aynı zamanda onun kartvizitidir. MACH3 Yüzler Kulübü erkeği kusursuz bir sakal tıraşını kariyerinin önemli bir parçası olarak görür ve seçimini MACH3’ten yana kullanır. MACH3 Yüzler Kulübü erkeği aynı zamanda tarz sahibidir ve spora aşkla bağlıdır. Başarının detaylarda saklı olduğunu bilen MACH3 Yüzler Kulübü erkeği mükemmel bir sakal tıraşının keyfini MACH3 ile çıkarır.

MACH3 Yüzler Kulübü’nde erkekleri hangi sürprizler bekliyor?

Facebook Gillette Türkiye sayfasını ziyaret edip videosunu oluşturmaya başlayan futbolseverler MACH3 Yüzler Kulübü’ne ilk adımı atacak. Videonun içinde Ercan Taner’in hazırlayıp sunduğu 5’te 5 programına bağlanıp 5 soruyu cevaplayan MACH3 Yüzler Kulübü üyeleri, Gillette MACH3 tıraş seti, imzalı futbol topu ve isminin yazılı olduğu forma kazanma şansını elde edecek.

Henüz bitmedi!

Videonun sonunda bugüne kadar hiç unutamadığı efsane bir golden bahsedip MACH3 Yüzler Kulübü’nün büyük ödülünü kazanan üyeler, NTV stüdyolarına konuk olma ve Ercan Taner’in 5’te 5 programında özel misafiri olma şansını yakalayacak.

MACH3 Yüzler Kulübü, kendinden uzun süre söz ettirecek gibi görünüyor. Sen hala burada mısın? Haydi hemen Gillette Türkiye facebook sayfamızı ziyaret ederek videonu oluşturmaya başla ve Ercan Taner’in sorularını cevapla. Videonu arkadaşlarınla paylaşarak MACH3 Yüzler Kulübü’nün ayrıcalıklı dünyasındaki yerini al ve sana özel sürprizlerin keyfini çıkarmaya başla.

gillette Bir bumads advertorial içeriğidir.

19 Kasım 2012 Pazartesi

Bundesliga'da İlk 12 Haftaya Genel Bakış

Blogda sezon başı her hafta değerlendirme yazma kararı almıştık ama iş güç derken aksadı hep. Uzun bir aranın ardından genel bir bakış atacağız lige ve takımlara. Zirve mücadelesi ile başlayalım.

Bayern Münih Bundesliga'da normal şartlarda iki sezon üst üste zirveden uzak kalmazdı ama Dortmund bunu son iki sezonda başarmıştı. Bu sezona yeniden şampiyonluğu alma hedefiyle başladılar ve 12 hafta geride kalırken şimdiden fark yaratmış durumdalar. İlk 11 haftada sadece Leverkusen'e kaybeden ve geçtiğimiz hafta sonu Nürnberg deplasmanında beraberlik alan Bavyera ekibi 10 galibiyet ile  Schalke'nin 8 puan önünde zirvede yer alıyor. Sezon başında forvet hattına yaptıkları Mandzukic ve Pizzaro hamleleri iyi sonuç vermiş gibi gözüküyor. Mario Gomez'in sakatlığında bu ikili ligi ve şampiyonlar ligini rahatlıkla idare etti. Gomez dönüp formayı almakta zorlanacak. Şu sıralar kulübede bile değil zaten. Orta sahada 40 milyonluk Javi Martinez hamlesi şimdilik beklenen verimi veremedi ama varlığı bile güven veriyor. Robben-Ribery ikilisine alternatif olarak alınan Shaqiri ise takıma uyum sağlamış gibi gözüküyor. Kısacası Bayern'de taşlar yerine oturdu ve bu sezon şampiyon olamamaları büyük sürpriz olur. Unutmadan geçen sezon sol beke geçtikten sonra harikalar yaratan David Alaba'da sakatlığını atlattı. Bayern Münih gümbür gümbür!

Geçtiğimiz iki sezonu Ruhr'un sarı tarafı kazanınca maviler bu sezona hırs yaparak başladır. Schalke'den bahsediyoruz tabii. Stevens'in öğrencileri hem ligde hem de Şampiyonlar Liginde oldukça formda gözüküyor ama uzun süreli mücadeleyi kaldıracak yapıları şimdilik pek yok. Jurado'yu gönderip Afellay'ı kiralamak yaptıkları en akıllıca hamle gibi duruyor onlar adına. Ayrıca Holbty ve Farfan takım adına formda gözüküyor. Geçtiğimiz sezon 40ın üzerinde gol atan Huntelaar ise şimdilik rolentide ilerliyor. Devre arasında ayrılma ihtimali yüksek. 

Dortmund ise iki şampiyonluğun ardından bu sezon biraz daha ŞL'ye ağırlık vermiş gibi. Real Madrid, Man City, Ajax gibi takımların bulunduğu grupta yenilgisiz liderler ve şiir gibi top oynuyorlar. Aynısını Bundesliga'ya yansıtamadıkları ise ayrı bir gerçek. Onların en belirgin özelliği olan takım disiplini gitmiş Marco Reus'a bağlı bir takım gelmiş gibi. Reus şu anda parım parım parlıyor. Ribery ile birlikte asist krallığında zirvedeler attığı gollerde cabası! Dortmund elbette toparlayacaktır ama şampiyonluk oldukça zor. Zaten asıl hedef bu desek yalan olur gibi..

Beklentinin Üzerine Çıkanlar!

Sezon başında kimse Frankfurt'tan böyle bir çıkış beklemiyordu elbette.  Bundesliga'da yayılan Japon furyasının son örneği Takashi Unui ve Alexander Meier önderliğinde ligi sallamaya devam ediyorlar. Bu sezon sonuna kadar sürer mi bilinmez ancak Avrupa Kupaları kontejyanında kalırlarsa şaşırtıcı olmaz gibi. Sıralamada çok yukarılarda olmasa da beni en çok şaşırtan takımlardan birisi de Hamburg oldu. Genç yapısı ile bu sezon çok zorlanacaklarını düşünüyordum ama özellikle Van Der Vaart'ın geri dönmesi, Tolgay Ali Arslan'ın beklenmeyen yükselişi ile şu anda  oldukça iyi durumdalar. Koreli Min Son'da oldukça dikkat çekiyor! Buraya eklemekte kararsız kaldım ama Mainz'ı da beklentiyi aşanlar arasına koyalım. Sezon başında onların derdinin yukarılar olmadığını, keyifli futbol oynamak olduğunu söylemiştim. Klopp'la başlayan düzen Thomas Tuchel ile devam ediyor. Şu ana kadar 17 puan topladılar ve sezon sonunda Avrupa mücadelesinde olabilirler. Onlar adına dikkat çeken isim ise Macaristan maçında bize kendini yakında tanıtan Szalai!

Beklentinin Altında Kalanlar!

Hayal kırıklığı yaratan takımların başında Wolfsburg geliyor. Felix Magath'la sezonu iddialı transferler yaparak başlayan Kurtlar bir türlü puan istikrarını yakalayamadı. Ligin dibine demir atamaya yakın Magath inadı bıraktı ve istifa etti. İstifanın ardından alınan iki galibiyet onları şimdilik rahatlatmış gözüküyor zira oyuncuların yüzü gülüyor artık. Felix'in ağır antreman temposuna dayanmak kolay değil. Disiplini de cabası tabii. Wolfsburg kadar olmasa da iyi transferler yapan Hoffenheim'da beklenen başlangıcı yapabilmiş değil. Özellikle savunmada sıkıntıları oldukça fazla. Şu anda en çok gol yiyen takım konumundalar ve bu yaraya çare bulabilmiş değiller. Kalede Weise sağda Beck gibi iyi isimler var ama takım olarak savunma konusunda pekte becerikli değiller..  Geçen sezon ligin en çok dikkat çeken takımı olan Mönchengladbach bu sezona oldukça yavaş girdi. Takımın en büyük hücum silahı Marco Reus'u Dortmund'a savunmanın bekçisi Dante'yi de Bayern'e kaptıran takımda yeni transferler beklenen etkiyi gösteremedi. Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi'nde rakibi olan Gladbach'ın ilk altıda yer alması oldukça zor görünüyor ama konuşmak için çok erken.. İlk  6 haftada galibiyet alamayan Stuttgart'ta buraya yazılabilirdi ama şimdilik toparlamış görünüyorlar. Geçen sezon bol gollü maçlar izleten takımda bu sezon gol sıkıntısı var. Devre arasında Hoffenheim'de yedek  bekleyen Eren Derdiyok'u alacakları konuşuluyor. Gerçekleşirse iki taraf adına da olumlu olur!

Bu takımların dışında Werder Bremen ve Hannover'e de ayrı pencere açmak lazım. Thomas Schaff'ın Yeni Bremen'i sahaya iyi oyun sergiliyor dersek yalan olur ama iyi takım olma yolunda ilerleiyor. Chelsea'den kiralanan Kevin de Bruyne takıma cuk oturdu. Mehmet Ekici ise yokları oynuyor. 5 milyon euro vermemiş olsalar çoktan çöpe atarlardı! Elia ve Petersen performansını yükseltirse Bremen daha keyifli bir takım olabilir. Keyifli takım demişken işte o takım Hannover 96! Geçen sezonun sonlarına doğru bunun ayak seslerini duymuştuk bu sezona da öyle başladılar. Takım inanılmaz gol potansiyeline sahip ve zevk veriyor. Savunmayı biraz daha toparlayabilirlerse yeniden Avrupa biletini kapabilirler.

İlk 12 haftanın Kare Ası

Alexander Meier (Frankfurt)
Szbolcs Huszti (Hannover 96)
Mario Mandzukic (Bayern Münih)
Marco Reus ( Borussia Dortmund)

Lan yapma ya !..


18 Kasım 2012 Pazar

Edebiyat !!

Nette dolaşırken denk geldi.. Edebiyat Karın Doyurmaz, Çay içirir.. Güzel söz çokta doğru. İşin garib tarafı yanda Akbayır yazıyor isim ise gözükmese de hemen anımsadım! Sıddık AKBAYIR.. Üniversitede Edebiyat hocamdı.. Enteresan adamdı...

Sitıvın Cerard !!

Blogun isim babası Francesco Totti Roma için neyse Liverpool içinde Gerard o! Güzel adam, büyük topçu. Her kupayı kazandı ama birisi hariç! 20 yılı aştı Liverpool EPL'de ilk sırayı almayalı. Bu gidişle pek şansları da yok gibi. Umarım Gerard kariyerini noktalamadan o kupayı kaldırır. Evet zor hatta çok zor ama imkansız değil.

ORADAYDIM | Saracoğlu'nda Son Alex Haykırışı!!

Maça giderken ya da bu videoyu çekerken son kez Alex diye haykırdığımızı bunun son olacağını hiç düşünmedim. Şanslıydım belki de onu son kez Kadıköy çimlerinde gördüğüm için ama bazen ben görmesem de O gitmeseydi diyorum... Özledik be Kaptan çok özledik. Sensizliğe hiç alışmamıştık ki. Sana küfür etmeyi bile özledik, koşmuyor eleştirilerini bile özledik lan :(

Not: Görüntü yan ve çok iyi değil ama bunun elimde olması bile büyük şans.