Sezon başında federasyon aldığı kararla seyircisiz maçları kadın ve çocukların izlemesinin yolunu açtı. Bu fikir herkesin kafasına yattı, benim de dahil. Futbol ne reklam verenler, ne futbolcular ne de başkaları için oynanıyor sonuçta, onların olmadığı maçın ne anlamı var ki? Kadınların erkeklere örnek olması ve futbola farklı bir hava katması için uygulama devreye sokuldu ve bunu ilk test etme şansı Fenerbahçe'ye nasip oldu.
Manisaspor maçı öncesi bu uygulama duyurulduğunda hemen harekete geçildi ve herkes eşini dostunu maça gönderdi. Hem bir ilk yaşanacak olması hem de Fenerbahçe taraftarının 'ne olursa olsun yalnız bırakma' politikasının sonucunda tribünlerde yaklaşık 45 bin kadın ve çocuk taraftar vardı. Tribünde olan sadece Fenerbahçeliler değildi elbette. Bu uygulamanın ilk olması her takımdan taraftarı da tribüne çekmişti. Atmosfer müthişti, oluşan manzara insanın gözlerini yaşartacak cinstendi. Ben Fenerbahçe taraftarı olarak çok bi ayrı sevinmiştim, tarif edilemezdi. Maçın önüne geçen bu olay gazetelere manşet oldu, televizyonlar bu görüntüleri yayınladı. Hatta öyle ki CNN INTERNATIONAL bu görünteleri yayınladı, Ali Koç'u canlı yayına bağlayıp nedir bu çılgınlık diye sordu!
Her şey mükemmeldi ve harika bir şeye imza atmıştı federasyon. Sonra Hollanda Kupasında Ajax-Az Alkmaar maçında olaylar çıkması üzerine maç tatil edilmiş tekrar seyircisiz oynanmasına karar verilmişti. Ajax kulübü Türkiye'de ki bu olayı örnek göstererek aynısının kendi maçlarında da uygulanmasını istediler. Bu talep incelendi ve uygun bulundu. Ertesi sabah gazetelerimiz Hollanda'ya örnek olduk, dünya bizi örnek aldı haberleri ile doluydu. Ne güzel bişey yapmışız dedi herkes..
Ardından Beşiktaş seyircisiz oynama cezası alınca görev sırası 'dişi kartallara' gelmişti. Tribünler dolmadı ama 2-3 bin kişilik grup yaptığı tezahüratlarla erkekleri aratmıyordu. Hatta hiç aratmadılar küfrün en alasını edip,
kadın olduklarını unutup çok güzel örnek oldular. Erkeklere örnek olsun denilen kadınlar rol-model olarak erkekleri seçmişlerdi bile.. İşin bu kısmı yeterince kötü ancak daha kötüsü var! Maçın ardından BJK taraftarı sosyal medyada ve çeşitli ortamlarda 'dişi kartallar' ile gurur duyduklarını, nasıl küfür ettiklerini ballandıra ballandıra anlattılar. Maçın ardından Beşiktaş yöneticileri öve öve bitiremedi taraftarlarını, bir aferin demedikleri kalmıştı! Belki de dediler ben kaçırdım..
kadın olduklarını unutup çok güzel örnek oldular. Erkeklere örnek olsun denilen kadınlar rol-model olarak erkekleri seçmişlerdi bile.. İşin bu kısmı yeterince kötü ancak daha kötüsü var! Maçın ardından BJK taraftarı sosyal medyada ve çeşitli ortamlarda 'dişi kartallar' ile gurur duyduklarını, nasıl küfür ettiklerini ballandıra ballandıra anlattılar. Maçın ardından Beşiktaş yöneticileri öve öve bitiremedi taraftarlarını, bir aferin demedikleri kalmıştı! Belki de dediler ben kaçırdım..
Bugün son olarak Bursa stadını kadın ve çocuk taraftarlara açtı. Onlar da kanlı-bıçaklı oldukları Beşiktaş'ın hanım! taraftarlarından geri kalmak istemeyince küfür yine aldı başını gitti. Kameraların futbolun güzelliği diye çektiği hanımlar futbolu kirletenler olmuştu bir anda..
Şimdi bunlardan daha kötüsünü söyleyeceğim ama sizin pek umurunuzda olacağını sanmıyorum. Bu maçlara kadınlarla birlikte 12 yaş altında yüzlerce çocuk geldi. Abilerinden, babalarından yeterince küfür hakaret duymaya alışmış bu çocuklar; onların gözünde daha temiz narin olan ablalarının, annelerinin ağzından o sözleri duyarken ne düşündüler acaba? Kim kızabilir ki bu çocuklara küfür edince, rakip takıma sallamayı taraftarlık kuralı olarak bilince ya da kim kızabilir yarın bu çocuklar annesine, babasına küfrettiğin de? Sizin umurunuzda olmayacak dedim çünkü biz zaten çocukları 'oğlum hadi amcaya küfür et mantığıyla yetiştiren, çocuk argo söz kullandığında aslan oğlum' diye seven ödüllendiren bir toplumuz. Hani şu delikanlılık var ya onun tanımını baştan yazmadıkça da değişmeyecek..
Neyse bu çocuklar bir kaç sene sonra stada gönül verdiği takımı desteklemeye gittiğinde büyüklerinden öğrendiği rakip futbolcunun annesini sevme ve ona benzer taktikleri kullandığı için takımın sahası kapanınca kime kızacaksınız? Hadi oldu artık saha kapandı. Seyretmeye yine çocuklar gelecek yanlarında ki koruyucu kadınlarla! O çocuklarda rakip düşmanlığının, küfrün temelini o maçlarda kazanırken federasyon, futbol sistemi geleceğin küfürbaz, rakip düşmanı taraftarını kendi eliyle yetiştirmiş olmayacak mı? Bence olacak ama bunun farkına kim varacak asıl sorun orda!
Tamam şimdi son aşamadayız. Bu övdüğümüz güzel uygulamanın sakat tarafını anlattım. Beşiktaş ve Bursa taraftarının yaptığı küfürlü tezehürat gözlemci raporlarına girdi ilerde başka takımların yaptıkları da girecek ve ceza alacaklar. Eee o zaman ne olacak bi daha maça yine küfür eden kadınlar mı gelecek. Evet şu an ki uygulama gereği aynen olacak. Şimdi buna gülelim mi ağlayalım mı karar veremedim.. Talimatı değiştirip 'ya kadınlar sizden daha kötü çıktı erkekler bari siz gelin mi' deseler yoksa..
Kısacası bu sistem özünde başarılı oldu, stadlar boş kalmadı, futbolcuların birbirine seslenişini duymak zorunda kalmadık tv'den ama eksikleri gün gibi ortada. Kısa zamanda düzeltilmezse uzun vadede daha büyük sorunları futbolumuza getirecek. Zaten son yıllarda nefret tohumları üzerine kurulan taraftarlık ilişkileri iyice b.ka saracak.. Daha kötüsü ülkede artık siyasi düzene bile taraftarlar karar verir hale gelecek.(anladınız siz onu) Federasyon bu işe bir an önce el atmalı ve çözüm getirmeli. Kadınların ceza aldığı bir maçtan sonra cezalı maçı tekrar onlara izletmek hiç de mantıklı değil. Gerçi kadınların küfürden ceza alması ne kadar mantıklı ki..
Yazıyı bitirdim dedim ama aklıma bunu değiştirecek federasyonun ortada olmadığı aklıma geldi. Şu anda futbolumuzu kimler yönetiyor, kararı kim veriyor bilen var mı? Hükumet bari gelip değiştirsin diyeceğim ama onlarda hangi takımı desteklediklerine karar veremediler. En çok oyu Galatasaray'dan alıp, Trabzon'u şampiyon ilan ediyorlar. Diğer taraftan Aziz Yıldırım'la çok iyi dostlar falan!
Söyleyecek söz yok daha. Allah bizi bu kaostan kurtarsın demekten başka çare göremiyorum ya da Başbakan susmayı ve oy hesapları yapmayı bıraksın. ''Siz beceremediniz kardeşim, artık devlet yönetecek. Amacın sadece bir 'teneke' olmadığını ve asıl amacın eğlence olduğunu öğrendiğinizde gidersiniz Avrupa'ya'' desin!
Der mi? Diyemez.. Demez diil, Diyemez..!
Not 1: Elbette ki küfrü bütün kadınlar etmemiştir ama seyrettikleri ve engelleme çabaları olmadığı da alenen ortada..
Not 2: Biz böyle bir toplum değiliz masal yazmışsın diyenlere; çevrenizde küfür edince aferin denilen çocuk var mı? Evet mi? Tamam anladım..
Not 3: Fenerbahçe maçında yok muydu taraflı yazmışsın diyenler olacak. Aslında yoktu varsa da çok düşüktü, engellendi! Mesele Fenerbahçe değildi orda, ilk maç olmasıydı. Daha sonra olsa o maçta da olması mümkündü..
Not 4: Bunlar sadece naçizane benim görüşlerim. Ben ne spor otoritesiyim ne de karar mekanizması. Velhasıl kendi futbol penceremden olaya bakışımı yazdım. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz sizlere kalmış..
Kısacası bu sistem özünde başarılı oldu, stadlar boş kalmadı, futbolcuların birbirine seslenişini duymak zorunda kalmadık tv'den ama eksikleri gün gibi ortada. Kısa zamanda düzeltilmezse uzun vadede daha büyük sorunları futbolumuza getirecek. Zaten son yıllarda nefret tohumları üzerine kurulan taraftarlık ilişkileri iyice b.ka saracak.. Daha kötüsü ülkede artık siyasi düzene bile taraftarlar karar verir hale gelecek.(anladınız siz onu) Federasyon bu işe bir an önce el atmalı ve çözüm getirmeli. Kadınların ceza aldığı bir maçtan sonra cezalı maçı tekrar onlara izletmek hiç de mantıklı değil. Gerçi kadınların küfürden ceza alması ne kadar mantıklı ki..
Yazıyı bitirdim dedim ama aklıma bunu değiştirecek federasyonun ortada olmadığı aklıma geldi. Şu anda futbolumuzu kimler yönetiyor, kararı kim veriyor bilen var mı? Hükumet bari gelip değiştirsin diyeceğim ama onlarda hangi takımı desteklediklerine karar veremediler. En çok oyu Galatasaray'dan alıp, Trabzon'u şampiyon ilan ediyorlar. Diğer taraftan Aziz Yıldırım'la çok iyi dostlar falan!
Söyleyecek söz yok daha. Allah bizi bu kaostan kurtarsın demekten başka çare göremiyorum ya da Başbakan susmayı ve oy hesapları yapmayı bıraksın. ''Siz beceremediniz kardeşim, artık devlet yönetecek. Amacın sadece bir 'teneke' olmadığını ve asıl amacın eğlence olduğunu öğrendiğinizde gidersiniz Avrupa'ya'' desin!
Der mi? Diyemez.. Demez diil, Diyemez..!
Not 1: Elbette ki küfrü bütün kadınlar etmemiştir ama seyrettikleri ve engelleme çabaları olmadığı da alenen ortada..
Not 2: Biz böyle bir toplum değiliz masal yazmışsın diyenlere; çevrenizde küfür edince aferin denilen çocuk var mı? Evet mi? Tamam anladım..
Not 3: Fenerbahçe maçında yok muydu taraflı yazmışsın diyenler olacak. Aslında yoktu varsa da çok düşüktü, engellendi! Mesele Fenerbahçe değildi orda, ilk maç olmasıydı. Daha sonra olsa o maçta da olması mümkündü..
Not 4: Bunlar sadece naçizane benim görüşlerim. Ben ne spor otoritesiyim ne de karar mekanizması. Velhasıl kendi futbol penceremden olaya bakışımı yazdım. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz sizlere kalmış..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder