4 Ocak 2012 Çarşamba

Hafta içi laneti!


Alıştığımızın dışında kısa bir devre arasından sonra lig tekrar başlarken Fenerbahçe Ordu deplasmanında startı verdi. Kapanışta Antalyaspor beraberliği ile puan kaybeden sarı kanarya ikinci yarıya da puan kaybıyla başladı ve Ordu'da maç 1-1 sona erdi. Hafta içinde oynadığı karşılaşmalarda ki puan kayıpları da devam etmiş oldu.

Maça yeni teknik direktörü Hector Cuper yönetiminde mücadeleci ve hırslı bir başlangıç yaptı Orduspor. Ancak dakikalar ilerledikçe Fenerbahçe önde basıp topa sahip olarak tehlikeler yaratmaya başladı. Bir ara topla oynama oranını %76'a çıkan sarı-lacivertli ekip bu etkinliğine rağmen net pozisyonlar bulamadı. Alex'in sakatlığında yerine oynayan Özer takımı organize edemedi. İlk geldiği günden bu yana beklentileri bir türlü karşılayamayan 'genç!' yetenek Özer yaptığı top kayıpları ile Orduspor'un hızlı ataklar yapmasını sağladı.

Mücadelenin 18. dakikasında Stancu'nun uzaktan vurduğu şutla öne geçti mor-beyazlı takım. Daha sonra Fenerbahçe baskıyı artırdı ancak bir türlü net pozisyonlar üretemedi. Semih, Yalçın ve Garcia ikilisinin arasında kayboldu. Fenerbahçe'nin santrafor eksikliği bu maçta bas bas bağırıyordu ancak
alınsa bile transfer sezonu açık olmadığı için oynatılamayacaktı.

Her ne kadar eleştirilse de bu maç Bienvenu'nün maçı olabilirdi. Orduspor savunması iki tane kule gibi adamdan oluşurken Aykut Kocaman takımı havadan oynatarak onların ekmeğine yağ sürdü. Semih'e şişirilen her top Orduspor defansından döndü. Dönen toplarda ribaundları Emre ve Cristian ile toplayan Fenerbahçe oyunu bir türlü kanatlara yayamadı. Stoch etkisiz gözükürken sağ kanattan atakları sürükleyen isim Mehmet Topuz değil Gökhan Gönül oldu. Dişe dokunur tek bir pozisyon bile  üretmeden ilk yarı sona erdi.


İkinci yarının başlaması ile beraber Aykut Kocaman Stoch ve Özer'i kenara alıp Caner ve Dia ikilisini sahaya sürdü. Caner sola, Dia sağa geçerken Mehmet Topuz Kayserispor'da ki yerinde forvetin arkasında serbest oynamaya başladı. Stoch'un çıkması başlı başına çok büyük hataydı. İkinci yarı ile birlikte önde baskı kurarak başlayan Fenerbahçe için dar alanlarda büyük bir silah olabilirdi Slovak yıldız. Dia ve Caner ile ilk yarının aksine kanatları zorlayan sarı-lacivertli takım Emre'nin harika oyunu ile tehlikeler yaratmaya başladı. Bu baskı çabuk sonuç verdi ve Semih'in pasında ceza sahası dışında topla buluşan Emre şık bir vuruşla topu köşeden ağlara yolladı.

Golün ardından Fenerbahçe ciddi bir baskı kurdu ama aynı sorun yine gün gibi ortadaydı. Son toplara vuracak, aralara koşularla hem takım arkadaşlarını pozisyona sokacak hem de alan boşaltacak bir forvet yoktu sahada. Semih ikinci yarı boyunca Yalçın'ın markajından kurtulamadı bir türlü. Serdar Kesimal ve Gökhan Gönül'le ile yakalanan pozisyonlar kaleci Fornezzi'ye takılınca maç 1-1 noktalandı.

Bu maçın bize öğrettiklerine kısaca bakarsak Fenerbahçe'nin Santrafor eksikliği bir kez daha gözler önüne serildi. Alınacak kaliteli bir forvetle bu sorun çözülebilir ancak tek sorun bu değil Fenerbahçe için. Yıllardır Alex'in yokluğunda zorlanan sarı kanarya artık O'nsuz oynamanın bir yolunu bulmalı. Yeni Alex'ler aramak veya yaratmak yerine o mevkinin olmadığı yeni sistemler denenmeli. Mehmet Topuz orta sahanın ortası için hazırlanmalı ve golleri ve asistleri ile takımı hücuma hızlı kaldıracak bir sağ açık bulunmalı. Krasic bu konuda ilaç olabilir ancak henüz netleşmiş bir şey yok ortada.

Fenerbahçe yapılacak transferlerle birlikte tekrar çıkışa geçecektir ancak en önemlisi kazanma alışkanlığını tekrardan kazanmak. Geçen yıl şampiyonluğa giden yolda bu alışkanlık Fenerbahçe'yi zirveye taşımıştı.

Hiç yorum yok: