10 Mart 2012 Cumartesi

FM Güncesi Dortmund #3

FM 2012 Güncesi yazı serisi sürüyor. FM Güncesi serisinin diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.


Dortmund'la FM maceramız sürüyor. Sezona istenildiği gibi bir başlangıç  yapamamıştık ve toparlanma çabalarımız hızla devam ediyor. Allah'tan Almanya'da teknik Direktörlere olan tavır daha yumuşak olduğu ve bu bir oyun olduğu için halen kovulmadım:) 


Bu hafta Hoffenheim maçını mutlak kazanmalıydım zira takımın durumu hiç de iç açıcı değildi ancak 3 gün sonra Şampiyonlar Liginde Partizan'la oynayacak olmamda kafamı karıştırıyordu. Maça çok iyi başlayıp devreye 2-0 önde girdim daha sonra Götze ve Lewandowski'yi yanıma alıp Partizan maçını düşünmeye başladım ancak hesaplar tutmadı! Maç 2-2 bitti.. 


Şampiyonlar Ligi'nin ilk maçında Partizan bu dönem için ideal rakipti ve maçı Kagawa'nın golüyle bir sıfır alıp 3 puanı cebe koydum. Chelsea de Marsilya'yı geçince ilk hafta tamamlandı. Kagawa nihayet form tuttu. Bremen ve Stuttgart maçlarını galibiyetle geçip Veledrom'da Marsilya karşısına çıktık. İlk yarı istediğimiz gibi ama ikinci yarıda dağılıp 3-0 ile boynumuz sahadan bükük ayrıldık..


Ligde oynanacak iki maçtan sonra Londra'da Chelsea karşısına çıkacağım ve takıma çeki düzen verme zamanı geldi. Öncelikle ne yapsam olmadı ve artık savunmayı tamamen arka planda bırakıp full hücuma konsantre olmaya karar verdim. Barrios'un sakatlıktan tamamen dönmesi ile beraber Lewandowski'yi daha faydalı kullanabilmek için çift forvet oynayacaz artık. Taktik 4-4-2 gibi gözükse de aslında tam olarak öle değil. Kanatlarda oynayanlar 4-3-3'te olduğu gibi önde oynayacaklar. Bu isimler takımda tam manası ile kanat oyuncusu olmadığı için Götze ve Kagawa olacak. Orta alanda defansif isim Bender ama yanındaki isme daha karar vermedim. Transfer döneminde Nuri'nin yokluğunu gidermemiz gerekecek. Reelde ki gibi Nuri şans bulamasa geri getirmek için uğraşırdım ancak oyunda Nuri yardırdı gidiyor:)


Oyunun genel tarzını Fluid'ten balanced'e geçirdim. Takımın daha dengeli olmasını sağlamak istiyorum. Barcelona modunda Control'u seçerek defans güvenliğini de elden geldiğince sağlayacağım. Ayrıca passing style'i shorter diyerek iyiden iyiye Barcelona moduna bürünmeye çalışacağız. Defensive line'ı push up yaparak risk alıyoruz ama dar alanda oynamak hedefimiz. Ofsayt taktiğini de etkin hala getirip bir nebze bunu taktik olarak kullanacağız.


Ve yeni bir döneme Mainz maçıyla başlangıç yapıyoruz. Bu dönem kovulmama da sebep olabilir aksine güven kazanmama da..


Mainz maçına söylediğim kadrodan tek farklı isim adamım Wilfried'i, Lewandowski'nin yerine koyarak çıkıyorum. Orta alanda da Kacar, Bender'in partneri. Maç beklediğimden daha zor geçti ancak Subotic'in penaltısı ve Wilfried'in bu yüzden oynuyorum golüyle 2-0 kazandık ve moral depoladık! Bu maçtan sonra Hamburg maçında rakip ilk yarıda 10 kişi kalmasına rağmen çok zorlanıp son on dakikada Lewandowski'nin oyuna girip attığı golle kazandım derken son dakkada saçma bir gol yeyip, son saniyede oyuna aldığım İlkay Gündoğan'ın penaltısı ile mucize bir galibiyet çıkardık..


Sıra Chelsea maçına geldi ve gözümü karartıp aynı taktikle 4-2-4  olarak Stamford Bridge'e çıkıyoruz. Sahada Barrios-Wilfried-Kagawa-Götze ve İlkay gibi 5 hücumcu var!!! Barrios klasik gollerinden birini ilk yarıda atı ve öne geçtik ardından savunmaya çekilmiyoruz ama Lampard orta sahadan golü buluyor ve skor 1-1 devre arası.. İkinci yarının başında Wilfried enfes bir goller tekrar bizi öne taşıyor. Yorulan Barrios'la, İlkay'ı çıkarıp yerlerine Lewandowski ve Kacar'ı alıyorum. Duran toplarda tehlike yarattıp Subotic ile 3-1'i buluyoruz. İşte bu! Maç bu skorla sona ererken Marsilya'da Partizan'ı geçince ilk 3 takım 6şar puanla sıralanıyor. Gruptan çıkma adına büyük bir adım attık ve Marsilya'yı Signal İduana Park'ta ağırlayacağız.


Bu maçtan sonra Köln'den son beş dakikada yediğim 2 golle 2-2 berabere bitirip German Cup'a yedek oyuncularla K'latuen'e 3-1 kaybederek elendik. ŞL ve Bundesliga ön planda olduğu için bu durum çok canımızı sıkmıyor. Ancak Ruhr derbisinde Schalke'ye bu sezon 2. kez kaybetmek taraftarın gözünde kredimi azaltıyor. Zira FB-GS derbisi kadar önemli bu maç! 


Sırada Chelsea ile rövanş var. Bu maçtan mutlak puan almak gerek zira Partizan bu gidişle sıfır çekecek ve her şeyi aramızda oynadığımız maçlar belirleyecek. Sakatlık sorunu yaşamazsak bu takım bu sezon büyük işler başaracak.


Yakında serinin devam yazılarını yazmaya çalışacağım. Galatasaray derbisi için Kadıköyde olduktan sonra sanal alemde Teknik Direktör olmayı sürdüreceğim.


Beklerim..

Hiç yorum yok: