4 Haziran 2012 Pazartesi

Dirk Kuyt üzerine...

Aykut Kocaman iftiharla sunar! Karşınızda Dirk Kuyt. Kocaman'ın Fenerbahçe'de sportif direktör olduğundan beri yapılan akıllıca transferin son halkası Hollandalı oyuncu oldu. Kuyt Fenerbahçe'ye ne getirir ne götürür elden geldiğince yazmaya çalışalım.


Aykut Hoca teknik direktörlüğü devraldığından beri kafasındaki oyun kurgusuna yönelik oyuncular transfer etmeye çalıştı hep ancak Alex'in varlığı bu planı hep sekteye uğrattı. Elinizde Alex varsa her türlü etinden de sütünden de faydalanmak zorundasınız. O da öyle yaptı ve madem sistemi değiştiremiyorum Alex'i daha efektif kullanayım diye uğraştı. Artık Alex'in yaşı 35'e yaklaşıp, fiziğinin de bir yerde dur demesiyle yeni sezonda hep aklında olan planı devreye sokma kararı aldı. İlk olarak 4-3-3'ün defansla orta saha bağlantısını sağlayacak adamı olması beklenen Mehmet Topal'la anlaşıldı sonra kanatta hem gol atacak attıracak, çizgiye bağlı kalmayıp içeride girebilecek, savunmayı hücumdan başlatacak bir oyuncu aldı. Bu tarifin tam adamı Dirk Kuyt.


Hollandalı ile Liverpool'da uzun dönem çalışan Rafa Benitez'in onun için söyledikleri neden alındığını gösterir gibi. ''Kuyt hem gol atabilen, hem de asist yapabilen ama bundan önemlisi çok çalışan ve bunu sadece takım için yapan bir oyuncu. O, diğer oyuncuların daha iyi oynamasını sağlıyor. Onunla oynayan oyuncular sadece hücumu ve golü düşünebiliyor. Bir takım için bundan güzel bir fedakarlık yolu olamaz.” 


Aykut Kocaman bu beklediklerini ne Dia'dan ne de Mehmet Topuz'dan alabildi. Dia yaratıcı ve adam eksilten özelliklere sahipti ancak hiç bir zaman savunması güçlü olan bir oyuncu olmadı. Çizgide gidip geldi sürekli ama gerektiğinde ikinci forvet olarak içeri sokulma görevini de beceremedi. Topuz ise hücumdan daha çok savunmada katkı sağlarken, kanat oyuncusundan beklenen bir kaç gol ve asist özelliğini gösteremedi. Kuyt bu iki oyuncunun birleşimi gibi hatta daha fazlası. Onun bu özellikleri son iki yılda büyük düşüş gösteren Gökhan Gönül içinde iyi haber! Gökhan'ın önünde Kuyt'ın olması onu hem savunmada rahatlatacak hemde hücumda açacağı alanla etkinliğini artıracaktır.


Peki Kuyt, Alex'le birlikte kullanırsa n'olur? Bu sorunun cevabı bu iki oyuncunun dışında faktörlere bağlı. Emre'nin ayrılması ile Cristian'ın yanına alınacak oyuncu Fenerbahçe'nin hücumuna şekil verecektir. Eğer Topal-Cristian ikilisi kullanılırsa bütün yük yine Alex'in omuzlarına binecek ki bu da Kuyt'un ilerde efektifliğini azaltıp bütün gücünü savunmaya vermesine yol açacaktır. 4-3-3'ün sağında oynayacaksa mükemmel bir kazanç olacağı kesin. Eğer Alex'le beraber 4-4-1-1 şeklinde dizilecekse takım, orta alandaki iki oyuncunun kimler olacağı ve hücuma destekleri onunda oyununu etkileyecektir.


Fenerbahçe ucuz bir maliyetle(başkaları pahalı dese de ben gayet uygun olduğunu düşünüyorum) çok iyi bir oyuncu transfer yaptı ancak onun öne çıkan özelliği atacağı goller ve yapacağı asistler değil profesyonelliği olacaktır. Bugüne kadar her hangi bir olayın içinde olmayan Kuyt, her şeyi ile güzel bir adam. Para var huzur var demeyip halen hemşirelik yapan eşi ile beraber kendi adlarını taşıyan yardım derneği var Kuyt ailesinin. Fenerbahçe'ye imza atarken ''takımın renkleride çok güzel, onlar karşıma geldiğinde ben zaten onların olmuştum'' diyen adam sevilmez mi? Meraklanmayın aile yaşantısı, duruşu ve sahada mücadelesi ile kısa sürede sevdirecektir kendini. Ailemize hoş geldin Dirk Kuyt...


Not: Muhtemelen adını okumakta büyük sıkıntı çekecek spikerler ve taraftarlar. Dirk Kuyt'un okunuşu gerçekten de zor aslında. Tam olarak şöyle: ''Dirk Küaeyt'' Tamam tamam gerçekten zor ama bir zamanlar Bastiyan Şıvaynşıtager'in de ismini okuyamıyorduk ama alıştık. Siz hala okuyamıyor musunuz? Şıvayni diyin o zaman;) Yazı biterken bir önerim var. İlk röportaj yapan muhabir ona adının nasıl okunduğunu sorsun ona göre okuyalım biz de. Yine olmazsa lakabını kullanırız: ''Bay Güvenilir''

Hiç yorum yok: