Football Manager pek çoğunuzun bildiği, çok yaygın salgın hastalıklardan bir tanesi. Bir çoğumuz için oyundan daha bir şey, belki -abartmıyorum- günün yarısı! Bir seferinde hatırlıyorum 4 arkadaş aynı ağda oyun kurup Premier Lig kapışması yapmıştık. Ben tabii ki Arsenal'i yönetirken diğer takımlar Liverpool, Manchester United, Chelsea idi. Oyunu aralıksız 36 civarı oynamıştık. Tuvalet molalarını saymazsak tabi. Ha yemek mi? O kolay dürüm gelir bir yandan yer bir yandan oynarsın. Neyse konu dağılmasın -daha ne kadar dağılacaksa artık- geçenlerde hepinizin tanıdığı Kaan Kural, İsmail Şenol, Caner Eler'inde içlerinde bulunduğu ekip yazihaneden.com diye bir blog açmışlar. İsmail Şenol FM maceralarını kaleme almış. Bunu okuyunca gaza geldim hatta kıskandım hemen oyunu tekrar kurdum ve Borissa Dortmund'un direksiyonuna geçtim. Haftalık neler oldu neler bitti paylaşacağım burdan. Maksat eğlenmek, okuyanlara da tecrübeleri aktarmak. Fikir için İsmail Şenol'a teşekkür mü etsem yoksa hastalıktan tam kurtuldum derken tekrar saatlerce oyun oynayacağım için lanet mi etsem bilemedim. Neyse başlıyoruz..
Öncelikle neden Dortmund sorusunun cevabı sempati. Almanya'yı ilk izlemeye başladığım yıllarda ki başarıları ve Bayern'e olan nefret(sürekli kazananı sevmem Fenerbahçe olmadıkça) Dortmund'u hep benim için özel yapmıştır. En önemli faktörlerden birisi de taraftar faktörü. Almanya'nın yabancı sınırlaması var çoğunuzun bilmediği üzere! O sezon Avrupa dışından 6 oyuncu getirebiliyorsunuz -aslında kontrol etmedim umarım değişmemiştir:)- Bu büyük problem değil İngiltere'nin transfer zorlukları, İtalya'nın da yine Avrupa dışından 2 oyuncu getirebilme durumu var. Türkiye'de zaten Fenerbahçe ile 2020 yılına kadar gitmişken tekrar başlamak olmaz. Ayrıca ligin eylülde başladığını da belirtmek gerek.
Oyun açılınca Dortmund'ta oldukça genç bir kadro elimize geçiyor. Bu fm sevenler için mutluluk verici ancak bir sorun var takımda uzun süreli çok sayıda oyuncu var. Nuri Şahin ayrılmasından sonra İlkay Gündoğan sezon ortasında transferi bitirildiği için kadroda. Ancak yine de takımın en eksik bölgesi orta saha gibi gözüküyor. Taktik 4-3-3 olacak ancak tutmama ihtimaline karşı da 4-2-3-1'i yedekte tutuyorum. Alternatif planda 3'lük kısım kanatlar olmadan forvetin arkasında 3 AMF ile olacak. Götze ve Kagawa'nın yanına bir isimde daha ekleyip yaratıcı oyuncularla sonuca gitme planımız var. Ancak öncelikli hedef takımı Barça gibi oynatıp 4-3-3 ile sonuca gitmek. Bu durumda Götze ve Kagawa'yı kanatlarda kullanacağız.
Kaleyi tecrübeli kaptan Weidenfeller'e emanet ettim. Onun arkasında çok yetenekli kaleciler yok ancak öncelikli eksikliğimiz kale değil şimdilik idare edeceğim. Savunmada Hummels ve Subotic ikilisi Barça'nın defansından bile daha iyisine sahip olmamızı sağlıyor. Sağ bek Pizszcek takımı götürecek yetenekte, aynı şekilde sol bekimiz Schmelzer'de gelecek vadediyor. Defansa yedek olarak tecrübeli Owomeyala var onun dışında defansa takviyeler yapacağız.
Orta alanda İlkay'ın yanına çift yönlü oyuncu eksikliği var takımda şimdilik ofansif ortasahadan bozma 18'lik Leitner'i orada kullanacağım. Ayrıca yine AMF olan Perisic'i de antremanlarda o bölge için hazırlamaya başladım bile. Kanatlarda Kagawa ve Götze oynayacak. Yedek olarak çok alternatif yok. İsmini hem okumakta hem de yazmakta zorlandığım Grobkreutz sol kanat için seçenek olacak. Genç isimleri arayıştayım. Forvette ise iki yetenekli oyuncum var. Birinci forvetim Barrios Copa Amerika'dan sakat döndüğü için 3 ay yok. Lewandowski elde kalan tek adam gibi forvet. Mohammed Zidane var ama satılık listeme çoktan girdi bile. Bu bölgeye transfer kesin yapacağım.
Takımın eksiklerini saydım ve transfer yapacağım dedim ama sezon başlagıcında hayal kırıklığına uğradım açıkcası. Çünkü geçen sezon şampiyon olan ve Şampiyonlar Liginde oynayacak takım 2.1 milyon euro transfer bütçesi ve 41 milyon euro maaş bütçesi veriyor. Takımdan oyuncu göndererek kaynak sağlama planları yapmaya başladım bunu görünce ve bir kaç işe yaramazı transfer listesine koydum.
Oyuncu transferlerinden önce staff kısmını değiştirdim. Bu kadar genç ve başarılı takımın eknik kadrosu berbat denecek kadar kötü. Youth Coach'lar başta olmak üzere baştan aşağı yeniledim. Bu biraz kaynağımı azalttı ancak hedefler büyük o yüzden bunlar önemli. Oyuncu transferlerinden ilk olarak Vitesse'den Wilfried Bony'e teklif götürdüm. Kendisini en son Fildişi'nin son Afrika Kupası maçlarında gördünüz. Ajax'la olan çekişmeyi kazanıp 2.7 milyon euro'ya kadroma kattım. Daha önemlisi 4 yılda ödeyeceğim için bütçem çok fazla azalmadı. Yeni Drogba'm olacak ve ilerde büyük paraya gidecektir.
Kadromdan ilk giden genç kaleci Langerak oldu. Real Madrid benim onda görmediğim neyi gördü bilmiyorum ama 2 milyon euro'ya Casillas'ın yedeği oldu. Real'den biraz daha fazla koparabildim aslında pişman oldum ama geçen geçti artık.
Lukaku'yu kiralamak konusunda Chelsea'yi ikna etmeme rağmen Belçikalı gelmek istemedi ancak çok da büyük kayıp değil Barrios'un dönmesi çok da uzak değil. İkinci hedef Hamburg'dan Gojca Kacar ancak biraz tuzlu geldi. Orta saham için çok iyi olacak dedim ve 11 milyona anlaştık. Nakit sıkıntısından dolayı 1 milyon peşin 10 milyon taksitler halinde anlaşmayı imzaladık.
Sezon hazırlıklarının ortasında Almanya Süper Kupasında ezeli rakip Schalke ile oynadık. Takım kondisyonunun yeterli olmaması maçta büyük faktör oldu ve maçı 2-1 kaybederek kupayı verdik. Taraftar ezeli rakibe kupanın kaybedilmesine kızdı aslında haklılar da. Bu maç takımın eksiklerini gidermem gerektiğini bir kez daha gösterdi.
Artık takım hazır sezona başlıyoruz. Aslında takımda savunma alternatifi ve orta alanda yaratıcı oyuncu eksikliği var. Ancak kasada para yok. Yönetimden para istedim ama dur bakalım dediler. Başarı umudum az ancak hedef sezonu ilk üçte bitirmek..
Şampiyonlar Liginde rakiplerim Chelsea, Marsilya ve Partizan oldu. Dişime göre denilebilir ancak gruptan çıkmam hayli zor olacak. Sezonun ilk maçında tekrar burdayım beklerim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder