2 Mart 2012 Cuma

FM 2012 Güncesi Dortmund #2

FM Güncesi serisinin 2. yazısıdır ilkini buradan okuyabilirsiniz.


Sezon başında Süper Kupada Schalke'ye kaybettikten sonra lige iyi bir giriş yapmayı beklerken Almanya Kupasında 1. tur kuraları çekilde ve ilk maçta 4. lig ekibi Trier'i yedek kadroyla çıkıp 2-0 ile geçtim. 5 gün sonra transfer dönemi kapandı ve kafamdaki kadro netleşmişti. İleri üçlüde Kagawa, Götze ve Lewandowski yer alacaktı. Yeni transfer Wilfried takıma sakat olarak katıldı, Barrios'un sakatlığı ise sürüyor. Orta alan ise tam bi muamma. Bender ve 11 milyonluk transferim Kacar'ın yanına 3. isim henüz net değil. İlkay'ın performansı şu ana kadar hayal kırıklığı. Sanırım bu sezon Nuri'yi çok arayacağız...


Lige Leverkusen ile evimde oynayacağım maçla başlıyorum ve Cuma akşamı sezonun açılış maçında karşı karşıyayız. Maç beklediğim gibi başlıyor ama Lewandowski fırsatları cömertçe harcıyor. Kagawa ve Götze ikilisi kanatlarda etkisiz kalıyor. Sanırım 4-3-3 Dortmund için pek uygun değil diye düşünmeye başlıyorum. Sonra daha ilk maç deyip yuh çekiyorum kendime..
Schurrle'nin kontra-atak golüne 45de Subotic ile yanıt verip devreyi böyle kapatıyoruz. Maçın ikinci yarısında Leverkusen ezip geçiyor beni ama Barça'dan daha iyi olduğunu iddia ettiğim defansım direniyor ve maç bitiyor 1-1


Bir hafta sonra Bayern deplesmanındayım. Bu maç için bu takım henüz hazır değil ancak taktik dizilişi bozmuyorum ve GK/ DR-DC-DC-DL/DMF/MC-MC/AMR-AML/FC dizilişi ve Wiedenfeller/Piszczek-Subotic-Hummels-Schmelzer/Bender/Kacar-İlkay/Göze-Kagawa/Lewandowski 11'i ile sahadayım.  For the fans (taraftar için oynayın) talimatını verip Fatih Terim gazı ile sahaya sürüyorum çocukları. Maça Bayern baskılı başlıyor ancak kontra buluruz derken sahamdan çıkamıyorum. 27de Ribery kendine has gollerden birini atıyor. 1-0..  Devre arasında inanın çocuklar ayakları yapmama rağmen ruhsuz bir yarının ardından Gomez'in golü ile maç bitiyor 2-0


Bu yenilgi için pek üzülmüyoruz zira daha ligin başı ve yenildiğimiz takım Bayern! Sonraki hafta yeniden deplesmana gidiyorum ve Hannover'e konuk oluyorum. Hedef mutlak galibiyet ve 4-3-3'den vazgeçmiyoruz. Maçın başında daha 2. dakikada yeni transfer Kacar harika bir golle bizi öne taşıyor. Golden sonra oyunumuz yine berbat ve devre. İkinci yarı orta sahayı yeniliyorum ancak sonuç aynı. Korktuğum başıma geliyor ve 86'da yediğim golle ligin 3. maçından da galibiyet alamadan ayrılırken basın üstüme gelmeye başlıyor. Eleştirilere yanıt vermiyorum zira ardı arkası kesilmiyor ancak bu Manager özelliklerinden basınla ilişkiler kısmının puanını düşürüyor!


Taraftarla buluşma Wolsburg maçı ile ve artık galibiyetten eminiz. İlkay'ı artık yanıma alıyor ve yerine genç Leitner'i oynatıyorum. İlkay tam bir hayal kırıklığı. Fenerbahçeliler için, Josico, Maldonado Galatasaraylılar için İnamato durumunda tam olarak. Maç başlıyor ve Lewandowski, Kagawa, Götze 3lüsü formsuz olmasına rağmen sakatlıklardan yine sahadalar. 
Maç tam bir şokla başlıyor ve daha 23. dakikada Mandzukic'in iki golüyle yenik durumdayım. Takım olarak şoktayız!!! Maça erken müdahale etmek istememe rağmen istediğim transferlerin olmaması ve sakatlıklar belimi büküyor. İkinci yarıya başlamadan takımı fırçalıyorum hatta utandırdınız diyecek kadar ileri gidiyorum. Bu laflar takımı kızdırmış olacak ki fırtına gibi giriyoruz 2.  yarıya. Gol nihayet 58de Götze'nin ayağından geliyor. Artık komple saldır emri veriyorum ve Schmelzer bitime on dakka kala skoru eşitliyor.Baskı 3. golü getirmiyor ancak 1 puana seviniyorum. 4. hafta sona ererken 3 puanla 17. sıradayım ve arkamda son şampiyon ünvanı var!'


Bu taktiğin tutmayacağına karar verip sistemi değiştiriyorum. Radikal kararlar bununla sınırlı kalmıyor. İlkay artık 18e bile giremezken Wilfried'in sakatlığının geçmesi ile 11'e alıyorum. Kagawa'da kulübede yanımda olacak önümüzdeki hafta Hoffenheim maçında! Umarım işleri yoluna koyabilirim yoksa Dortmund kariyerim uzun sürmeyecek..


Pazar günü serinin devam yazısı gelecek  beklerim :)





FM Güncesi Dortmund #3

FM 2012 Güncesi yazı serisi sürüyor. FM Güncesi serisinin diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.


Dortmund'la FM maceramız sürüyor. Sezona istenildiği gibi bir başlangıç  yapamamıştık ve toparlanma çabalarımız hızla devam ediyor. Allah'tan Almanya'da teknik Direktörlere olan tavır daha yumuşak olduğu ve bu bir oyun olduğu için halen kovulmadım:) 


Bu hafta Hoffenheim maçını mutlak kazanmalıydım zira takımın durumu hiç de iç açıcı değildi ancak 3 gün sonra Şampiyonlar Liginde Partizan'la oynayacak olmamda kafamı karıştırıyordu. Maça çok iyi başlayıp devreye 2-0 önde girdim daha sonra Götze ve Lewandowski'yi yanıma alıp Partizan maçını düşünmeye başladım ancak hesaplar tutmadı! Maç 2-2 bitti.. 


Şampiyonlar Ligi'nin ilk maçında Partizan bu dönem için ideal rakipti ve maçı Kagawa'nın golüyle bir sıfır alıp 3 puanı cebe koydum. Chelsea de Marsilya'yı geçince ilk hafta tamamlandı. Kagawa nihayet form tuttu. Bremen veStuttgart maçlarını galibiyetle geçip Veledrom'da Marsilya karşısına çıktık. İlk yarı istediğimiz gibi ama ikinci yarıda dağılıp 3-0 ile boynumuz sahadan bükük ayrıldık..


Ligde oynanacak iki maçtan sonra Londra'da Chelsea karşısına çıkacağım ve takıma çeki düzen verme zamanı geldi. Öncelikle ne yapsam olmadı ve artık savunmayı tamamen arka planda bırakıp full hücuma konsantre olmaya karar verdim. Barrios'un sakatlıktan tamamen dönmesi ile beraberLewandowski'yi daha faydalı kullanabilmek için çift forvet oynayacaz artık. Taktik 4-4-2 gibi gözükse de aslında tam olarak öle değil. Kanatlarda oynayanlar 4-3-3'te olduğu gibi önde oynayacaklar. Bu isimler takımda tam manası ile kanat oyuncusu olmadığı için Götze ve Kagawa olacak. Orta alanda defansif isim Bender ama yanındaki isme daha karar vermedim. Transfer döneminde Nuri'nin yokluğunu gidermemiz gerekecek. Reelde ki gibi Nuri şans bulamasa geri getirmek için uğraşırdım ancak oyunda Nuri yardırdı gidiyor:)


Oyunun genel tarzını Fluid'ten balanced'e geçirdim. Takımın daha dengeli olmasını sağlamak istiyorum. Barcelona modunda Control'u seçerek defans güvenliğini de elden geldiğince sağlayacağım. Ayrıca passing style'i shorter diyerek iyiden iyiye Barcelona moduna bürünmeye çalışacağız. Defensive line'ı push up yaparak risk alıyoruz ama dar alanda oynamak hedefimiz. Ofsayt taktiğini de etkin hala getirip bir nebze bunu taktik olarak kullanacağız.


Ve yeni bir döneme Mainz maçıyla başlangıç yapıyoruz. Bu dönem kovulmama da sebep olabilir aksine güven kazanmama da..


Mainz maçına söylediğim kadrodan tek farklı isim adamım Wilfried'i, Lewandowski'nin yerine koyarak çıkıyorum. Orta alanda da Kacar,Bender'in partneri. Maç beklediğimden daha zor geçti ancak Subotic'in penaltısı ve Wilfried'in bu yüzden oynuyorum golüyle 2-0 kazandık ve moral depoladık! Bu maçtan sonra Hamburg maçında rakip ilk yarıda 10 kişi kalmasına rağmen çok zorlanıp son on dakikada Lewandowski'nin oyuna girip attığı golle kazandım derken son dakkada saçma bir gol yeyip, son saniyede oyuna aldığım İlkay Gündoğan'ın penaltısı ile mucize bir galibiyet çıkardık..


Sıra Chelsea maçına geldi ve gözümü karartıp aynı taktikle 4-2-4  olarak Stamford Bridge'e çıkıyoruz. Sahada Barrios-Wilfried-Kagawa-Götze ve İlkay gibi 5 hücumcu var!!! Barrios klasik gollerinden birini ilk yarıda atı ve öne geçtik ardından savunmaya çekilmiyoruz ama Lampard orta sahadan golü buluyor ve skor 1-1 devre arası.. İkinci yarının başında Wilfried enfes bir goller tekrar bizi öne taşıyor. Yorulan Barrios'la, İlkay'ı çıkarıp yerlerine Lewandowski ve Kacar'ı alıyorum. Duran toplarda tehlike yarattıp Suboticile 3-1'i buluyoruz. İşte bu! Maç bu skorla sona ererken Marsilya'da Partizan'ı geçince ilk 3 takım 6şar puanla sıralanıyor. Gruptan çıkma adına büyük bir adım attık ve Marsilya'yı Signal İduana Park'ta ağırlayacağız.


Bu maçtan sonra Köln'den son beş dakikada yediğim 2 golle 2-2 berabere bitirip German Cup'a yedek oyuncularla K'latuen'e 3-1 kaybederek elendik. ŞL ve Bundesliga ön planda olduğu için bu durum çok canımızı sıkmıyor. Ancak Ruhr derbisinde Schalke'ye bu sezon 2. kez kaybetmek taraftarın gözünde kredimi azaltıyor. Zira FB-GS derbisi kadar önemli bu maç! 


Sırada Chelsea ile rövanş var. Bu maçtan mutlak puan almak gerek zira Partizan bu gidişle sıfır çekecek ve her şeyi aramızda oynadığımız maçlar belirleyecek. Sakatlık sorunu yaşamazsak bu takım bu sezon büyük işler başaracak.


Yakında serinin devam yazılarını yazmaya çalışacağım. Galatasaray derbisi için Kadıköyde olduktan sonra sanal alemde Teknik Direktör olmayı sürdüreceğim.


Beklerim..

Hiç yorum yok: