20 Mayıs 2012 Pazar

Lineker Yanıldı, Kupa Chelsea'nin, Hüzün Robben'in

Allianz Arena'da final başlarken bütün istatistikler Bayern'i işaret ediyordu. Barcelona'yı mucizevi şekilde eleyen Chelsea'nin şansı çok düşüktü. Sir Alex Ferguson'un ''İstatistik mini etek gibidir. Çok şey gösterir ama asıl görünmesi gerekeni asla göstermez'' sözü bir kez daha vuku buldu ve kazanan Chelsea oldu! Bu final Sir'ü haklı çıkarırken diğer yandan ''Futbol doksan dakika süren ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur'' diyen Lineker'in bu sözünü tarihe gömdü. Bayern yarı finalde 120 dakika sonunda Real Madrid'i geçerken efsane sözünün hale geçerli olduğunu söyleyen Lineker; bu akşam ki finalden sonra twitterdan ''Football is a simple game. 22 players kick a ball around for 120 minutes, and at the end the Germans always win! But not any more'' diyerek artık sözünün bir geçerliliğinin kalmadığını kendide kabul etti.


Kupayı bu sezon Bayern kazanmış olsa Robben'e rağmen diyecektik ama Chelsea kazanınca Drogba sayesinde diyoruz. Önce kaybeden Bayern'in tarafına bakarsak Robben tüm sezonda kaybedilen 3 kupada da katkısı var. Dortmund  oynanan en kritik lig maçında kaçırdığı penaltı ile Bavyera ekibinin şampiyonluğu yolunda büyük darbe vuran Hollandalı bu maçta da son anlarda kaçırdığı penaltı ile ikinci kez takımını hüsrana uğrattı. Ligde ve Kupa'da şampiyonluğu Dortmund'a kaybeden Bayern, en büyük kupayı da evinde Chelsea'ye kaptırdı. Bu sezon bencilliği ile sürekli mevzu bahis olan Robben, Bayern taraftarının hatta Chelsea'nin şampiyonluğu ile devler liginden olan Tottenham taraftarının da en çok nefret ettiği isim olabilir artık.


Chelsea'de sezon başında gönderilmek istenen ve Villas-Boas ile anlaşamayan Drogba kupayı neredeyse tek başına getirdi desek yeridir. Barcelona maçında ilk maç kazanılırken 15 dakika sakatlık numarası ile zaman kazanan daha sonra rövanşta da takımına büyük katkı sağlayan Fildişili finalde umutların tükendiği anda attığı golle maçı uzatmalara taşıyıp son penaltıyı gole çevirerek Kupa 1'i getiren adam oldu. Diğer yandan Cech'e de çok şey borçlu olduğunu unutmamak lazım! Barcelona maçında anlamsız bir penaltı yaptırarak takımını ateşe attı ama Cech kurtardı. Finalde ikinci kez anlamasız bir hata yapıp Ribery'i düşürdü ama Cech bir kez daha gole geçit vermedi. Robben penaltıyı gole çevirse Drogba sadece 5 dakikalık kahraman olabilirdi...


Sonunda Roman Abromovic'in rüyası gerçek oldu  ve Kupa Mavilerin oldu. Bugüne kadar Kupa seramonisinde -en azından avrupada- hiç başkan ya da yönetici görmezken dün akşam kupa Abramovic'in ellerinde yükselince garip bir görüntü oldu. Roman bu kupadan sonra Di Matteo'yu görevde tutar mı bilemem ancak önünde iki seçenek var. Ya istediğimi aldım deyip yönetimi sadece gerçek yöneticilere bırakacak ya da bunun tadını aldıktan sonra tekrarlamak isteyip daha fazla para dökecek. ikinci alternatifi seçmesi daha mantıklı ancak Platini sözünü tutar ve Finansal Fair-play'i uygularsa Rus milyarderin takımının işi bir hayli zorlaşacak.


Bu sezon artık noktalandı ve gözler Euro 2012'de olacak. Bu arada son 3 yıldır İspanyolların kazandığı Avrupa Süper Kupasında yine bir İspanyol takımı Atletico Madrid  ve Chelsea karşılaşacak. Sürprizlerle dolu bir sezonu Chelsea şampiyonluğu ile kapatmak Fenerbahçe adına da güzel oldu bunu da eklemeden geçmeyelim...

Hiç yorum yok: